Gezegenimiz için geri sayım başladı. Hava sıcaklığı artışının ortalama 1,5 derecenin altında tutulması ise karbon salınımı sıfırlanmaz ise, fosil yakıt kullanımı devam ederse geri dönülmez noktaya vardığımızda bunun bir var oluş krizine dönüşeceğinin farkındayız ve parçası olduğumuz tüm dünyadaki sendikal hareketin sesine ses katarak sesleniyoruz.
Yıllarca sesimize kulak tıkayan ve içi boş cümlelerle bizi oyalayan hükümetlere sesleniyoruz. Derhal “iklim acil durumu” ilan edip “kar hırsıyla” hortumlara, kasırgalara, kuraklığa, sel felaketlerine, yangınlara, çölleşmeye, buzulların erimesine, insanların ve tüm canlıların yok oluşuna sebep olanlara 'dur' demeliyiz.
“İklim adaleti”; iklim değişikliğinin etkilerinin, eşit olarak sosyal taraflar olan hükümet, işveren ve işçilerin eşit paylaşımını gerektirir. Bu bağlamda da yeşil ekonomiye doğru adilane bir dönüşüm olmazsa olmazımızdır. Ve inanıyoruz ki iklim mücadelesi, insan hakları, demokrasi ve adalet mücadelesidir.
Tez-Koop-İş Sendikası olarak “iklim krizi” konusunda karar alma süreçlerine doğrudan katılımı önemli görüyoruz. Türkiye iklim krizinde çözüm arayışlarında yetersiz ve geç kalmaktadır. Ülke olarak, derhal çözüm arayışlarına omuz vereceğimiz demokratik araçlar kurulmalı, İklim krizine çözüm arayışlarının temel dayanağı olan Kyoto Protokolü'nün devamı niteliğindeki Paris İklim Antlaşmasını imzalamakta gecikilmemeli, insanlık ailesinin ortak ve eşit bir parçası olduğumuzu hatırlamalıyız.
20 Eylül 2019 Cuma günü tüm dünya ile eş zamanlı olarak, genel merkezimizin ve şubelerimizin bulunduğu tüm kentlerde “iklim krizine dur” demek ve bugünden yarını kurmak için başta üyelerimizi olmak üzere ve tüm işçileri “İklim Grevine” katılmaya çağırıyoruz.
Tez-Koop-İş Sendikası Genel Yönetim Kurulu adına
Genel Başkan Haydar Özdemiroğlu