12 Haziran Dünya Çocuk İşçiliği ile Mücadele Günü: Çocuk İşçiliği Engellenmelidir
Çocuk işçiliği, çalışma yaşamının en önemli sorunlardan biri olmasının yanı sıra, aynı zamanda büyük bir utanç kaynağı olarak da varlığını korumaya devam ediyor.
Çocukları çocukluklarını yaşamaktan alıkoyan, onların potansiyellerini ve saygınlıklarını eksilten, fiziksel ve zihinsel gelişimleri açısından zararlı işlerde çalışma olarak tanımlanan çocuk işçiliği, ucuz ve esnek bir işgücü biçimi olarak kullanılmaktadır. Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO)’nün açıkladığı verilere göre dünya genelinde 5-14 yaşları arasında 152 milyon çocuk işçi, yaş aralığı 17 yaşa kadar genişletildiğinde ise 170 milyona yakın çocuk işçi bulunuyor. Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF)’na göre ise dünya üzerinde her 10 çocuktan 1’i çalışıyor; bunların yarıya yakını ise tehlikeli çalışma koşullarıyla karşı karşıya bulunuyor.
Türkiye’de de durum küresel ölçekle karşılaştırıldığında daha iç açıcı değildir. Resmi olmayan rakamlara göre 2 milyon çocuk işçinin olduğu tahmin edildiği Türkiye’de, İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nin 2019 İş Cinayetleri Raporuna göre, 14 yaş ve altı en az 29 çocuk işçi; 15-17 yaş arası en az 38 çocuk işçi hayatını kaybetmiştir.
Çocuk işçiliği, çalışma yaşamının önemli sorunları olan güvencesizlik ve kayıt dışı çalışmayla bir araya gelmekle birlikte çocukların eğitim hakkının da bir engelleyicisidir. UNICEF Türkiye Milli Komitesi’ne göre, genellikle 6-11 yaşları arasında olan ilköğretim çağındaki 61 milyon ve genellikle 12-15 yaşları arasında olan ortaokul çağındaki 60 milyon çocuk okula gitmiyor. Oysa Türkiye’nin de taraf olduğu Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme, her çocuğun bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlaki ve toplumsal gelişimini sağlayacak yeterli bir hayat seviyesine hakkı olduğunu kabul eder. Buna ek olarak, ILO 182 sayılı Kötü Şartlardaki Çocuk İşçiliğinin Yasaklanması ve Ortadan Kaldırılmasına İlişkin Acil Önlemler Sözleşmesi, çocuk işçiliğinin ortadan kaldırılmasında eğitimin önemini vurgular. Buna göre çocukların en kötü biçimlerdeki çocuk işçiliğine dahil olmalarının önlenmesi; çocukların kötü şartlardaki çocuk işçiliğinden uzaklaştırılmaları, sosyal uyumları ve rehabilitasyonları için gerekli ve uygun doğrudan yardım sağlanması; çocukların kötü şartlardaki çocuk işçiliğinden uzaklaştırılmaları için ücretsiz temel eğitim ve mümkün ve uygun olduğu takdirde mesleki eğitim sağlanması alınması gereken önlemler arasındadır.
Çocuk işçiliğiyle mücadelede, uluslararası alanda gündeme gelen ve çocuk işçiliğinin ortadan kaldırılmasını hedefleyen sözleşmeler ve bildirgelerin öngördüğü önlemler tam ve kesintisiz uygulamalarıyla hızla hayata geçirilmelidir.
Çocukların zihinsel ve bedensel gelişimlerini engellemeyen, onların saygınlıklarını güvence altına alan, özgüvenlerini geliştiren ve toplumsal yaşama etkin biçimde katılmalarını kolaylaştıran koşullar için adımlar atılmalıdır. Bu çerçevede Türkiye de taraf olduğu uluslararası sözleşmelere uygun davranmalı ve kapsayıcı uygulamaları işler kılmalıdır. Buna ek olarak, her çocuk için ayrımsız biçimde parasız ve nitelikli eğitim sağlanmalı; onların bu hakkını engelleyen her davranış, tutum ve uygulama derhal yasaklanmalıdır.
ILO’nun 2002 yılında ilan ettiği 12 Haziran Dünya Çocuk İşçiliğiyle Mücadele Günü’nde, çocukların her türden gelişimini engelleyen çocuk işçiliğinin en büyük insan ve çocuk hakları ihlalleri arasında olduğunu vurguluyoruz.
Tez-Koop-İş Sendikası
Genel Yönetim Kurulu