2023’ün, Emeğin Değerinin Bilindiği; Demokrasinin Yerleşiklik Kazandığı Bir Yıl Olması Dileğiyle…
2022 yılı boyunca yaşamın her alanında giderek derinleşen ve geleceğimizi belirsizleştiren kriz; 2023 yılına devroldu. Deneysel ekonomi politikaları ve yapısal nedenlerle büyüyen ekonomik krize, toplumsal ve siyasal yaşamda da eşitsizlik, kutuplaşma, demokratikleşme önünde engeller ve insan hakları ihlalleri eşlik etti.
Ekonomik kriz her geçen gün daha fazla insanı yoksulluğa ve açlığa itmekte ve bununla birlikte işsizlik, güvencesizlik istisna olmaktan çıkmaktadır. Türkiye, kendi toplumuna insana yakışır iş sağlamaktan uzak bir ülke konumuna geldi.
İş cinayetlerine her gün yenileri eklendi ve insanlar işsiz kalmak ile ölümle burun buruna çalışmak arasında tercih yapmaya zorlandı.
2022 yılı boyunca açlık sınırının altında ücret düzeylerinde çalışan milyonlarca işçi yaşam mücadelesi verdi. Ayrıca, 14 milyona yakın emekli ve hak sahibinin de bulunduğu ülkemizde yurttaşlar asgari ücretin altında aylıklarla geçinmeye çalıştı.
22 Aralık tarihinde gerçekleştirilen, işçi kesiminin katılmadığı, 2023 yılı asgari ücret karar toplantısında kamuoyuna duyurulan ücret düzeyi, ilk aydan açlık sınırı seviyesinde belirlendi. Asgari ücretin yalnız ekonomik değil, toplumsal bir boyutu da olduğu unutuldu ve sosyal adalet ilkesi bir kez daha göz ardı edildi.
Üniversiteli gençler barınma sorunuyla, çocuklar yeterli ve düzenli beslenme sorunuyla karşı karşıya kaldı. Türkiye, çocuk ve gençlerin en temel ihtiyaçlarından mahrum bırakıldıkları bir ülke haline getirildi.
Kadına yönelik şiddet ve taciz ile çocuk istismarı ürkütücü boyutlara ulaştı; suçların aydınlatılması gerekirken üzeri örtüldü. Yaşanılabilir bir toplum yaratılmasından ziyade yakıcı ve yıkıcı bir düzen inşa edilmeye başlandı.
Demokratik siyasal hak ve özgürlükler sistematik biçimde daraltılarak siyasi partilerin, sendikaların, demokratik kitle örgütlerinin temsil, örgütlenme, eylem hak ve özgürlükleri baskılandı. Hukuka aykırı biçimde alınan siyasi kararlar Türkiye’nin demokratikleşme süreçlerinden uzaklaşmasına neden oldu.
Bu tablo karşısında bizlerin toplumsal ve tarihsel sorumluluğumuz; emeğe ve demokrasiye duyduğumuz sonsuz güveni korumak ve sağlam adımlarla ilerlemektir.
Ekonomik ve toplumsal yaşamda eşitlik ve adaletin; siyasal yaşamda hukukun egemenliğinin ve demokrasinin yerleşiklik kazandığı, savaşsız ve sömürüsüz bir yıl özlemi ve umuduyla yeni yılınızı kutluyoruz.
2023’ün yalnızca umut etmekle yetinmeyeceğimiz, işçilerin hak ve çıkarlarını korumak ve geliştirmek için dayanışma ile birlikteliğimizi güçlendireceğimiz; demokrasinin gerçek bir savunucusu olmaya devam edeceğimiz bir yıl olması dileğiyle…
Tez-Koop-İş Sendikası
Genel Yönetim Kurulu