Genel

2024 Yılı Asgari Ücreti Belirlendi: Ekonomi Pastası Büyürken Emekçilerin Ekmeği Küçülmeye Devam Ediyor…

Çalışanların yarısından fazlasının asgari ücret ve civarında ücretlerde birleştiği Türkiye’de, milyonlarca işçinin ve ailelerinin yaşam şartlarını belirleyecek olan asgari ücret miktarı 2024 yılı için brüt 20.002, net 17.002 lira olarak duyuruldu. Türk-İş’in, asgari ücrete ilişkin teklifinin net 18 bin lira olduğunu ve bu rakamın yıl içerisinde enflasyon oranları dikkate alınarak yeniden belirlenmesi gerektiğini belirterek muhalefet şerhi koyduğu yeni asgari ücret, bir kez daha hükümet ve işveren temsilcilerinin oy çokluğuyla tespit edilmiş oldu.

Tez-Koop-İş Sendikası olarak ortalama ücret haline gelen asgari ücretin, insan onuruna yaraşır bir düzeyde belirlenmesinin yoksulluğun, bölüşüm ilişkilerindeki bozulmanın ve gelir dağılımındaki adaletsizliğin ortadan kaldırılmasının önkoşulu olduğunu biliyoruz. Bu bağlamda asgari ücretin tespit süreci ve belirlenen asgari ücret düzeyine ilişkin açıklama yapmayı zorunlu buluyoruz.

2024 yılı Ocak ayından itibaren geçerli olacak asgari ücretin tespiti sürecinde, henüz Komisyon toplanmadan asgari ücretin yılda bir defa ve bir yıl geçerli olacak biçimde belirleneceği hükümet temsilcileri tarafından kamuoyuna duyurulmuş; asgari ücretin yıl içinde güncellenmesinin ancak olağan dışı durumlarda mümkün olduğu beyan edilmiştir. Oysa mevcut Asgari Ücret Yönetmeliğine göre asgari ücret, Komisyon’un iki yılı aşmamak üzere toplanmasıyla belirlenir. Dolayısıyla asgari ücretin yılda iki, üç, dört defa ve hatta her ay güncellenmesinin önünde bir engel bulunmamaktadır. Nitekim enflasyon oranlarının bugüne kıyasla düşük seyrettiği 2002 yılından bu yana asgari ücret, 12 defa yılda 2 kez belirlenmiştir. Bugün içinde bulunduğumuz ekonomik koşullar enflasyon, hayat pahalılığı ve döviz kurundaki dalgalanmalarla giderek ağırlaşmakta iken tüm bunların asgari ücretin alım gücünü hızla tahrip edeceği açıkça görülmektedir. Asgari ücretin önceki dönemlerde Yönetmeliğe aykırı biçimde belirlenerek duyurulması Komisyon’un işlerliğini yitirdiğine işaret ederken; bu dönem de Komisyon’u oluşturan taraflar bir görüş beyan etmeden “yılda bir kez güncelleme” dayatmaları Komisyon’un fiilen lağvedildiğini bir kez daha göstermiştir.

Komisyon’un demokratiklikten uzak yapısı, hükümet ve işveren temsilcilerinin oy çokluğuyla tespit edilen asgari ücret kararına itiraz edilememesine neden olmakta; işçi temsilcilerine ise ancak imza atmama hakkı tanınmaktadır. Bu yıl da asgari ücret işçi temsilcilerinin itirazına rağmen belirlenmiş ve yine işçi temsilcileri imza atmama haklarını kullanmışlardır.

Diğer yandan yine bu yıl da asgari ücretin tespitinde işçiler, aileleri göz ardı edilerek, bireysel olarak değerlendirilmiş; bir işçinin zorunlu ihtiyaçlarını karşılaması için yetecek ücretin belirlenmesi esas alınmıştır. Dahası, TÜİK tarafından ücretlilerin geçinme indeksleri hesaplanmamış; Anayasanın, asgari ücretin tespitinde çalışanların geçim şartlarının göz önünde bulundurulması hükmü dikkate alınmamıştır.

Asgari ücretin tespitinde izlenen anti-demokratik sürecin sonunda tespit edilen tutar, asgari ücrete ilişkin göstergelerle birlikte değerlendirildiğinde açıkça işçilerin yaşam standartlarındaki sistematik düşüşün devam edeceği anlaşılmaktadır.

Türkiye 2023 yılında Avrupa ülkeleri içinde en düşük asgari ücret düzeyine sahip 4. ülke olmuştur.

Türkiye’de diğer emek gelirleri asgari ücrete yaklaşmaktadır. 2002 yılında bir kamu işçisinin ücreti, asgari ücretin yüzde 450 fazlası iken 2023 yılında yüzde 119 fazlasına gerilemiştir. Bunun nedeni, sendikalaşma ve toplu iş sözleşmesi kapsamının sınırlı olmasıdır. Sendikalaşma oranlarının yüzde 14 düzeylerinde kalması, toplu iş sözleşmesi kapsamındaki işçi oranlarının ise çok daha düşük seviyelerde seyretmesi diğer emek gelirlerinin asgari ücrete oranla daha az artmasına yol açmaktadır.

Asgari ücretlilerin milli gelirden aldığı pay giderek azalmakta; bölüşüm ilişkileri emekçiler aleyhine bozulmaktadır. 2023 yılında asgari ücretin 400 dolar üzerine çıkması kısmi bir iyileşme olarak görünse de esasında bölüşüm şokunu anlayabilmek için asgari ücretin dolar bazındaki karşılığını, kişi başına düşen milli gelir ile kıyaslamak gerekmektedir. Kişi başına düşen milli gelir, Orta Vadeli Programa göre, 2023 yılında 12 bin 415 dolar olarak gerçekleşecektir; bu miktar IMF’e göre ise 13 bin 384 dolardır. Bu bağlamda ay bazında kişi başına düşen milli gelir (13.384/12) bin 115 dolardır. Dolayısıyla 2023 yılında asgari ücretin kişi başına düşen milli gelire oranı yüzde 37 civarında kalmıştır. Dahası bu hesap, bekâr bir işçi için geçerlidir. Tek asgari ücretle geçinen dört kişilik bir ailede bu oran katbekat düşmektedir. Bunun anlamı açıktır: Asgari ücret ve civarında ücretlerle çalışan milyonlarca işçi ekonomik büyümeden pay alamamakta; bölüşüm ilişkileri emekçiler aleyhine bozulmaktadır.

2024 yılı için belirlenen asgari ücret, ilk aylardan açlık sınırının altına düşecektir. Konfederasyonumuz Türk-İş tarafından son olarak açıklanan Kasım 2023 açlık ve yoksulluk sınırı araştırmasına göre açlık sınırı 14.025 lira yoksulluk sınırı ise 45.686 liradır. Belirlenen 17.002 liralık asgari ücret, işçilerin yalnızca aylık gıda harcaması tutarını sağlamaya elverişlidir; Türkiye’de 2024 yılı için geçerli asgari ücret, ilk aydan açlık sınırı düzeyinde belirlenmiş durumdadır. Enflasyon seviyelerindeki artış, işçilerin alım gücünün her geçen gün düşmesine neden olurken; geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi, ilerleyen aylarda asgari ücretin açlık sınırının çok daha altına düşeceği açıktır. Diğer yandan büyükşehirlerde semtlere göre değişmekle birlikte ev kiralarının 12 bin-15 bin lira olduğu dikkate alındığında, bir asgari ücretlinin, aylık ücreti ancak ev kirasını karşılayabilmektedir. Bu bağlamda evlerine üç asgari ücretin girmediği aileler barınma, beslenme, ısınma gibi en temel ihtiyaçları arasında bir tercih yapmaya zorlanacaktır.

Asgari ücreti ortalama ücret olmaktan çıkarmanın, yoksullukla, bölüşüm ilişkilerindeki bozulma ve gelir dağılımındaki adaletsizlikle mücadele etmenin yolları bellidir:

  • Asgari ücret, mevzuata uygun şekilde tespit edilmeli ve duyurulmalıdır.
  • TÜİK, her asgari ücret tespiti döneminde mevzuata göre yükümlü olduğu biçimde, işçinin yaşam maliyetini hesaplamalıdır.
  • Asgari ücret belirlenirken, dört kişilik bir hanede iki kişinin çalıştığı varsayımından hareket edilmesi; iki asgari ücretin mevcut yoksulluk sınırını aşması gerekmektedir.
  • Asgari ücretin tespitinde, uluslararası normlara uygun biçimde işçi ile birlikte ailesi de hesaba katılmalıdır.
  • Asgari ücret, özel sektör işçileri, kamu işçileri, memurlar ve emeklilerde ayrıma olanak tanımayacak biçimde ortak olarak saptanmalıdır.
  • Asgari ücrette vergiden indirim yerine matrahtan indirim yöntemi kullanılmalı; ilk vergi dilimi, belirlenen asgari ücret tutarı göz önünde bulundurularak ve en az yeniden değerleme oranında artırılarak güncellenmelidir.
  • İlk gelir vergisi oranını ücret gelirlerinde yüzde 10’a düşürülmelidir.
  • İşsizlik Sigortası Fonu, işverenlere asgari ücret desteği olarak kullanılmamalıdır.
  • Yüksek enflasyon dönemlerinde asgari ücret yıl içinde birden fazla kez güncellenmeli; işçilerin alım gücünün korunması sağlanmalıdır.
  • Enflasyona endeksli asgari ücret artışı; enflasyon verileri tümüyle gerçeği yansıtsa dahi, anlamlı değildir. İşçilerin ekonomik büyümeden pay almadığı bir asgari ücret artışı ancak bölüşüm ilişkilerini emek aleyhine bozucu bir etki yaratacaktır. Bu bağlamda kişi başına düşen gayrisafi yurtiçi hâsıla artışı asgari ücretin belirlenmesinde esas ölçütü teşkil etmelidir.
  • Tüm harcama kalemlerinde etkisini gösteren ekonomik kriz dönemlerinde milyonlarca asgari ücretliden fedakârlık beklenmemeli; krizin yükü bütün ekonomik değeri üreten işçilerin omzuna yüklenmemelidir.
  • Mevcut sendikalaşma ve toplu iş sözleşmesi kapsamı oranları milyonlarca işçi ve ailesinin nasıl asgari ücrete mahkûm edildiğini göstermektedir. Asgari ücretin, ülkedeki ortalama ücret seviyesine işaret eden bir gösterge olmasının önlenmesi için, toplu pazarlık kapsamı genişletilmeli; sendikal hak ve özgürlüklere yönelik engeller kaldırılmalı ve teşmil mekanizması hayata geçirilmelidir.

Tez-Koop-İş Sendikası olarak 2024 yılı için geçerli olacak asgari ücretin, tüm bu ölçütlerin göz ardı edilerek belirlendiğini görüyor; insan onuruna yaraşır bir yaşam için gerekli ücret mücadelesinin, sendikal mücadelemizin bir parçası olduğunu belirtiyoruz. Ekonomi pastasını büyüten emekçilerin ekmeğinin küçültülmesine izin vermeyeceğimizi vurguluyoruz.

Tez-Koop-İş Sendikası
Genel Yönetim Kurulu

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu