25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü ve Pandemi Döneminde Çalışma Hayatında Kadın
Konfederasyonumuz Türk-İş tarafından 25 Kasım 2021 tarihinde “25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü ve Pandemi Döneminde Çalışma Hayatında Kadın” konulu eğitim semineri Ankara’da gerçekleştirildi.
Türk-İş üyesi sendikaların kadın üyelerine yönelik olarak düzenlenen eğitim seminerine Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Prof. Dr. Vedat Bilgin, Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, Türk-İş Yönetim Kurulu üyeleri ile üye sendikaların yöneticileri katıldı.
Seminerin açılışında konuşan Türk Metal Sendikası Bursa Şube Başkanı Selda Tekman, kadınların örgütlü ve özgür bir mücadelenin içinde olmasının önemine değinerek; “Örgütlü bir topluluğun üyesi, özgür ve kendi ayakları üzerinde durabilen bir emekçi kadın olarak hem kendimle hem de bu iklimi yaratan çalışan kadının hakları için mücadele eden başta sizler olmak üzere, büyük resmin içindeki bütün emekçilerle gurur duyuyorum“ dedi.
Eğitim seminerinde konuşan Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, çalışma yaşamının çözüm bekleyen birçok sorununun bulunduğunu söyledi. Bu sorunların çözüme kavuşmasının bir yolunun da sendikalardaki kadın yönetici sayısının artması olduğunu ifade eden Atalay, sendikalarda daha çok kadın yönetici görmek istediklerini dile getirdi. Sendikal örgütlenme haklarına ve asgari ücrete de değinen Atalay, güncel ekonomik gelişmeler konusunda özetle şunları söyledi:
“2022 yılı asgari ücretini konuşmaya başladığımız zaman dolar 8,5 liraydı. Şimdi dolar 12 lirayı geçti. Sebebini de anlamış değilim. Bu ülkede hepimizin yapacağı bir şey var, dayanışma içerisinde olacağız, sıkıntılarımızı paylaşacağız. Asgari ücretin bir tarafı Türk-İş beş kişi, bir tarafı işverenlerimiz beş kişi, bir tarafta bakanlığımız beş kişi. Buna katılmıyorum. Anti demokratik bir kurum bu. 12 Eylül’den kalma. Aynısı Yüksek Hakem Kurulunda da var. Biz ne zaman kendimiz bir anayasa yaparsak o zaman olur. Öyle bir anayasa yapalım ki kadın yapsın, emekli yapsın, işçi yapsın, çiftçi yapsın. Bu anayasaya hepimizin ihtiyacı var.”
Türk-İş Genel Başkanı Atalay’ın konuşmasından sonra kürsüye gelen Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Prof. Dr. Vedat Bilgin, kadınların işgücüne katılma oranlarının arttığını belirtti. Kadına şiddet konusunun toplumsal bir travma olduğunu söyleyen Bilgin, “Bunu yeneceğiz ve yenmek mecburiyetindeyiz. Çünkü kadınlar bizim toplumsal hayatımızın görünen ama daha çok da görünmeyen emeğini ortaya koyan insanlardır. Dolayısıyla onların inşa ettiği hayatın problemli olması bu yaşadığı travmayla ilgilidir” dedi.
Son günlerin en önemli meselesinin asgari ücret olduğuna değinen Vedat Bilgin özetle şunları söyledi: “Asgari ücret konusunda da başkanın tavrı çok açık: Emeği koruyacak bir tutar. Asgari ücret hepimizin bildiği gibi adı da üzerinde çok güzel tanımlanmış, asgari ücret. Bu rakam toplumu tatmin edecek, adalet duygusunu pekiştirecek, onu güçlendirecek. Burada, emekçiler sahipsiz değildir, devlet sosyal devlettir ve buna sahip çıkmaktadır kanaatini yerleştirecek bir seviyede olacağına inanıyorum. Bu anlayıştayım ve Türk-İş Başkanıyla bu konuda uzlaşma içerisindeyiz.”
Açış konuşmalarının ardından Hacettepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kadriye Bakırcı; “İş Yaşamında Şiddet” konulu sunum gerçekleştirdi. İşyerinde şiddet ve tacize karşı mücadelede uluslararası sözleşmelerin kapsamı, amacı ve önemini değinen Kadriye Bakırcı, kadınların başvurabileceği kanalları ve uygulamada karşılaşılan sorunlara değindi: “İstanbul Sözleşmesi bize çok önemli bir hukuki dayanak sağlamıştı. Ev içi şiddet ve taciz durumunda devlet hangi mekanizmaları izlemeli ve neler yapmaları konusunda çok güzel bir rehberdi. Sözleşme küreselleştiği için imzadan çekilsek bile açılan davalarda İstanbul Sözleşmesi önemli bir metin olarak kullanılabilir. Ama şunu da bilmek gerekir ki bizim mevzuatımız tıpkı iş yaşamında Uluslararası Çalışma Örgütü’nün sağladığı garantiler gibi İstanbul Sözleşmesi ile sağlanan bütün korumayı sağlıyor.” dedi.
Prof. Dr. Kadriye Bakırcı’nın sunumunu ardından Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi, Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Gülay Toksöz, “Kadınların Görünen ve Görünmeyen Emeği” konusunda katılımcıları bilgilendirdi. Toksöz; “Türkiye’de şiddet şu an kadın alanındaki en önemli sorun olarak karşımıza çıkıyor. O kadar zehirleyici bir toplumsal iklim oluştu ki kadınlara saldırmayı failler marifet saymaya başlıyor. Kadına yönelik şiddeti önleyen İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmenin zehirleyici iklimde rolü olduğunu düşüyorum.”
Seminerde Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi emekli öğretim üyelerinden Prof. Dr. Seyhan Erdoğdu, “Kadın Hakları İçin Mücadele: Sendikalar ve Kadın Çalışanlar” konusunda ayrıntılı bir sunum yaptı. Erdoğdu sendikal yaşamda kadın katılımının önemini vurguladı.