Dayanışma Yaşatır; Sendikalı Olmak Güçlendirir…”
Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına, tarihimizin en derin ekonomik krizi içinde giriyoruz.
Canları pahasına çalışanlar, çalışacak bir iş bulamayanlar, çalışsalar dahi açlık sınırının altında ücretlerle yaşam mücadelesi verenler… Geçtiğimiz aylar boyunca, işçilerin çalışma ve yaşam koşulları zorlaşmaya devam etti. 14 Ekim 2022 tarihinde, Bartın Amasra TTK maden ocağında meydana gelen patlamada 42 maden işçisi yaşamını yitirdi. Alınmayan işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemleri nedeniyle 2023 yılının ilk iki ayında en az 300 işçi, iş cinayetlerinde can verdi. İş cinayetlerine karşı kanunlar iyileştirilmemeye, gerekli tedbirler alınmamaya devam ederken; çalışanlar için yaşamak her geçen gün biraz daha güç hâle geldi. 2023 yılı için belirlenen asgari ücret, yılın ilk ayından itibaren açlık sınırının altına düştü. Bölüşüm ilişkileri sermaye lehine bozulmaya devam etti; ekonomi büyürken emeğin payı geriledi. Geniş tanımlı işsizlik oranı yüzde 20’yi; geniş tanımlı kadın işsizliği oranı yüzde 28’i aştı. Genç işsizliği ise yüzde 40’lara kadar ulaştı. Amacı dışında kullanılan İşsizlik Sigortası Fonundan karşılanan ve yararlanmanın ağır koşullara bağlandığı işsizlik ödeneğini, resmi işsizlerin ancak yüzde 11,67’si alabildi.
Bu olumsuz tablo karşısında emek, demokrasi ve hak mücadelesi veren sendikaların çabalarının sonuçsuz kalmayacağı; emeklilikte yaşa takılanlar adı altında yaratılan adaletsizliğe son verme çalışmalarının başlamasıyla bir kez daha ortaya çıktı. Emeklilikte prim gün sayısı koşulunun muhafaza edilmesi nedeniyle yeni mağduriyetler doğuracak biçimde de olsa kabul edilen EYT düzenlemesi, 3 Mart 2023 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Aynı kanunla, 696 sayılı KHK kap[1]samında kadroya geçişleri yapılan kamu işçilerinin Anayasa’ya aykırı biçimde re ’sen emekli edilmesi uygulaması da ortadan kaldırıldı. Bu düzenleme, sendikalı olmanın ve sendikal örgütlenmeyi büyüt[1]menin değerini; emeklilikte yaşa takılanlar sorununun koşullu ve eksik olarak giderilmesi yerine tümüyle ortadan kaldırılması için sendikaların katılımıyla, bütüncül, eşitlikçi ve adil politikaların yaşama geçirilmesi gerektiğini göstermesi bakımından da önemliydi.
Diğer yandan, toplumsal, politik ve ekonomik sorunların her geçen gün yeni boyutlar kazandığı bu dönemde, 6 Şubat 2023 tarihinde gerçekleşen depremler sonucunda büyük bir toplumsal yıkım yaşandı. Bu yıkım, bilimsel gerçeklerden uzak, rant odaklı yapılaşmanın ve yerleşim yeri olarak ovaların seçilmesinin bir sonucuydu. Bu sonucun öngörülebilir olması ise ne yazık ki yıkımın önlenmesi için gereken adımların atılmasını sağlamadı. Dahası deprem sonrası süreçte ilk müdahaleden, afetzedelerin temel ihtiyaçlarının karşılanmasına kadar her noktada büyük bir eşgüdüm eksikliği de ortaya çıktı. On binlerce canımızı yitirdiğimiz 6 Şubat Depremlerinin yüreklerimizde ve tarihimizde açtığı acıların dinmesi mümkün olmasa da dayanışmanın yaşatacağına olan inancımızı korumaya; dayanışmayı büyütmeye ve depremlerin bir daha böylesi büyük yıkımlarla sonuçlanmaması için gereken tüm önlemlerin alınmasına ilişkin ısrarımızı sürdürmeye devam edeceğiz. Tüm yurttaşların güvenli, sağlıklı, dengeli bir çevrede barınma ve yaşama hakkının sağlanmasının sosyal devletin birinci sorumluluğu olduğunu hatırlatıyor; depremlerde yaşamını yitiren yurttaşlarımızı bir kez daha saygıyla anıyoruz.
Değerli üyelerimiz;
Sendikamız Tez-Koop-İş’in, işçi sınıfının daha iyi çalışma ve yaşam koşullarına sahip olması için gösterdiği çabanın 60 yıla ulaştığı günlerde; emek, demokrasi ve hak mücadelesinde öncü rol oynamaya devam edeceğimize ilişkin umudumuzu 12. Olağan Genel Kurulumuzda büyüttük.
17-18 Aralık 2022 tarihinde gerçekleştirdiğimiz 12. Olağan Genel Kurulumuz, sendikal tutum ve tavrımıza koşut biçimde demokrasiye, barışa, adalete, eşitliğe, sendikal hak ve özgürlüklere yapılan vurgularla sonuçlandı. Kazanımlarımızı koruyup geliştirmeye, üyelerimizin çalışma ve yaşam standartlarını iyileştirecek toplu iş sözleşmeleri bağıtlamaya, sendikal örgütlenmemizi büyütmeye devam edeceğimize inanıyor; üyelerimize, temsilcilerimize, sendikamız karar organlarında görev üstlenen arkadaşlarımızla sendikamız çalışanlarına teşekkür etmeyi borç biliyorum. Tarihten gelen onurlu mücadele geleneğini yarına taşıyanların sendikası Tez-Koop-İş’in nice 60 yıllara umutla yürüyeceğine ve sendikal dayanışmamıza duyduğum büyük güvenle hepinizi selamlıyorum.
Son olarak, Türkiye sendikal hareketine yüreğini ve bilincini koyan; ömrünce işçi sınıfının hak ve çıkarları doğrultusunda yazarak emek mücadelesine katkı sunan sendikamız Eğitim, Basın ve Yayın Bürosu Müdürü Haluk Şensu’nun aramızdan ayrılışı nedeniyle duyduğumuz büyük üzüntüyü paylaşmak istiyorum. Sendikal hafızamızdan silinmeyecek izler bırakan Haluk Şensu’nun anısı, Tez-Koop-İş Sendikası’nın ve Türkiye sendikal hareketinin mücadelesinde mutlaka yaşayacaktır…
Bu sayımızda, dostumuz Haluk Şensu’nun sendikal mücadelesini çok değerli yol arkadaşı ve hocamız Prof. Dr. Aziz Çelik’in kaleminden okuyabilirsiniz.