Tüm İnsanlar İçin Barış, Demokrasi ve Özgürlük Özlemiyle Yeni Yılınızı Kutluyoruz
Ülkemiz, ekonomik ve toplumsal sorunların giderek arttığı, siyasal gerilimlerin ve kutuplaşmaların yeni boyutlar kazandığı bir süreçten geçiyor.
Demokratik siyasal hak ve özgürlüklerin sistematik biçimde daraltıldığı; dünün olağan tepki ve eleştirilerinin günümüzde yasaklandığı ya da suç sayılmaya başlandığı ülkemizde, demokrasinin ana bileşenlerinden birini oluşturan siyasal partilerin, sendikaların ve demokratik örgütlerin örgütlenme, söz ve eylem olanakları baskı altında tutulmaya çalışılmakta; iletişim, haber alma ve yayma özgürlüğü etkili soruşturma ve kovuşturmalarla engellenmeye, gazeteciler, aydınlar, demokratik toplumsal örgütler susturulmaya çalışılmaktadır. Hukuk sistemi bilinçli biçimde alt üst edilirken artık hukukun üstünlüğünden, yargı bağımsızlığından, hak arama özgürlüğünden söz edilemez duruma gelinmektedir. Ve Türkiye kabul edilmesi olanaksız bu görüntülerle, hızlı biçimde demokratikleşme süreçlerinden uzaklaşarak otoriter ülkelerin özgürlükleri karartan görüntülerine benzer biçimde kirlenmektedir.
Siyasal yaşamda görünen bu görüntü, ekonomik sorunlarla emeğin hak ve özgürlükleri konusunda da benzer özellikler taşımaktadır.
Siyasal iktidarın yansıtmaya çalıştığı olumlu görünüme rağmen Türkiye, gelir dağılımı bozukluklarının daha da kötüleştiği, iç ve dış borç yükünün ağırlaştığı, işsizliğin yaygınlaştığı, yoksulluğun kırları ve kentleri sardığı, dolaylı ve dolaysız vergi yükünün ücretliler ve geniş halk kesimleri üzerine tüm ağırlığı ile çöktüğü, demokratik, laik, sosyal hukuk devleti kurallarının bozulduğu, şiddetin evde, sokakta, işyerinde ve tüm toplumsal kesimlerde arttığı, bunalımlı, gergin bir görüntü vermektedir.
– Yıllarca taşeronda kölelik koşullarında çalışan işçilerin istihdam beklentileri, hukuk kuralları çiğnenerek, iktidar dışındaki tüm siyasal örgütler ve sendikalara uygulanan bilinçli gizlilik ortamında çıkartılan Kanun Hükmünde Kararname ile açık biçimde köreltilmiştir.
– İş Mahkemeleri Yasası’nda yapılan değişiklikle işten çıkarmalar konusunda zorunlu arabuluculuk sistemi getirilerek yalnızca çalışanların bireysel sözleşme özgürlüğünü sınırlandırılmamış aynı zamanda emeğin sendikalaşma hakkının önüne yeni engeller getirilmiştir.
– Milyonlarca işçiyi ve ailesini ilgilendiren asgari ücretteki artış oranı, yoksulluk sınırlarının da altında açlık sınırı düzeyinde belirlenmiştir.
İçinde bulunduğumuz dönem, tüm emekten ve demokrasiden yana kişi, kurum ve kuruluşlarla sendikaların sorumluluklarının arttığı bir dönemdir. Sendikalar emekçilerin hak ve çıkarlarını korumak ve geliştirmek üzere, ortak davranış ve dayanışma içine girerek demokrasinin, özgürlüklerin ve hakların güvenceleri ve gerçek savunucuları olduklarını göstermelidir. Bu yaklaşım sendikaların toplumsal ve tarihsel sorumluluğunun doğal ve beklenen sonucu olmalıdır.
Tez-Koop-İş Sendikası Genel Yönetim Kurulu olarak tüm halkımızın ve üyelerimizin yeni yılını kutluyor; 2018 yılının tüm insanlığa barış, demokrasi ve mutluluk getirmesini diliyoruz.
Tez-Koop-İş Sendikası
Genel Yönetim Kurulu adına
Haydar Özdemiroğlu
Genel Başkan