Arjantin’de enflasyonu çarpıtma cezası: TÜİK ibret almalı! – Aziz Çelik (Birgün)
Eski Arjantin’in Ticaret Bakanı enflasyon verilerini tahrip edip düşük göstermekten suçlu bulunarak üç yıl hapis cezasına çarptırıldı. TÜİK yönetimi ise kesinleşmiş yargı kararını çiğnemekte ısrar ediyor.
Resmi makamların resmi istatistikleri çarpıtması, manipüle etmesi oldukça yaygın bir yolsuzluk türü. İngiliz politikacı Benjamin Disraeli’ye göre üç tür yalan vardı: “Yalan, kuyruklu yalan ve istatistik” Winston Churchill’in de “Ben sadece kendi kurguladığım istatistiklere inanırım” dediği söylenir.
Darrrel Huff tarafından 1954’te kaleme alınan ve Işıtan Gündüz tarafından Türkçeye çevrilen “İstatistiklerle Nasıl Yalan Söylenir” adlı kitap, örnekleri eski olsa da istatistiki verilerin nasıl çarpıtıldığına dair hâlâ güncelliğini koruyan bir çalışmadır.
Pek çok hükümetin çeşitli amaçlarla sistematik olarak resmi istatistikleri tahrif ettiği biliniyor. Medyada resmi istatistiklerde tahrifat yapıldığına dair çok sayıda haber ve iddia yer alıyor. Geçmişte Yunanistan ve İtalya gibi Avrupa ülkeleri, Euro sistemine girmek için bütçe açığı ve devlet borçlarının büyüklüğünü tahrif etmekle suçlandı. 2004 yılında Eurostat, Yunanistan’ın Euro sistemine girebilmek için 1997’den itibaren resmi verilerle oynadığını ortaya koymuştu. Günümüzde Arjantin, Türkiye ve Çin gibi diğer ülkelerin de birçok resmi istatistiği manipüle ettiğine yönelik yaygın iddialar var.
Resmi verilerle oynanması ve resmi verilerin çarpıtılması ciddi bir yolsuzluk türü olarak değerlendirilebilir. Bunun adı resmi evrakta sahtecilik. Özellikle tüketici fiyat istatistikleriyle oynanması çalışanların büyük gelir kaybına yol açıyor. Enflasyon düşük gösterilerek çalışan sınıfların gelirleri reel olarak düşürülüyor ve yoksullaşmaları sağlanıyor. Bu ciddi bir suç ve yolsuzluk türü.
Ancak bu ciddi yolsuzluk türünün soruşturulması ve sorumluların cezalandırılması çok zor olabiliyor, zaman alabiliyor ve bazen de mümkün olmuyor. Yapanın yanına kâr kalıyor. Bilindiği gibi Türkiye’de de enflasyonun yeniden tırmanışa geçtiği son yıllarda resmi enflasyon verileri üzerine büyük tartışma var. Türkiye’de TÜİK enflasyon verilerini çarpıtmakla suçlanırken ve bu konuda yoğun tartışmalar sürerken 7 Ağustos 2024’te Arjantin’den çok ilginç bir haber geldi: Resmi istatistik kurumunun bağlı olduğu Arjantin eski İç Ticaret Bakanı Guillermo Moreno, enflasyon verilerinde tahrifat yapmaktan ve verileri düşük göstermekten suçlu bulundu. Bu davanın ayrıntılarına Buenos Aires Times haberinden göz atalım:
ENFLASYONU DÜŞÜK GÖSTERME CEZASI
Eski Ticaret Bakanı Guillermo Moreno hakkındaki soruşturma 2007 yılında Sosyal Haklar Meclisi (Asamblea por los Derechos Sociales) adlı hak örgütünün avukatı tarafından yapılan bir şikâyetle başladı. Tüketici fiyat endeksi (TÜFE, CPI) eski direktörü Graciela Bevacqua’nın görevden alınmasındaki usulsüzlükler davada konu olmuştu.
Suçlamalara göre Moreno, dönemin CPI başkanının kendisine istediği türde bilgi vermeyi reddetmesi üzerine Bevacqua’nın yerine Paglieri’yi getirmiş, Paglieri de mağaza fiyatlarının yerine geçmek üzere hükümetin fiyat tavsiyelerini uygulamıştı. Ayrıca, şikayette bulunan hak örgütü, Ocak 2007’den itibaren Arjantin’in TÜİK’i olan Ulusal İstatistik ve Nüfus Bürosunun (INDEC) enflasyon verileriyle oynandığı konusunda da uyarıda bulunmuştu.
Federal savcılar Moreno’nun görevi kötüye kullanma, gizliliği ihlal, kayıt ile belgeleri yok etme ve gerçekleri yanıltıcı şekilde beyan etme suçlarından yedi ayrı suçlamayla yargılandığı davada dört yıl hapis ve 10 yıl meslekten men cezası istemişti. Yargıçlar, Moreno döneminde INDEC’in Tüketici Fiyat Endeksi (CPI) direktörü olan eş sanık Beatriz Paglieri’ye de aynı cezayı verdi.
Davanın savcısı Luciani mütalaasında sanıkların enflasyon oranlarını düşürdüklerini ve sahte veriler sayesinde enflasyonu tek haneli rakamlarda tuttuklarını savundu. Luciani, ayrıca, eski Ekonomi Bakanı Felisa Miceli’nin de aynı davada soruşturulmasını talep etti.
Buenos Aires 2 No’lu Federal Ceza Mahkemesi, 7 Ağustos 2024’te Arjantin’in önde gelen politikacılarından eski İç Ticaret Bakanı Guillermo Moreno’yu ulusal istatistik bürosunun (INDEC) aylık enflasyon rakamlarını ve diğer verilerini tahrif etmekten suçlu bularak üç yıl hapis cezasına ve altı yıl kamu görevinden men cezasına çarptırdı. Moreno, Néstor Kirchner ve Cristina Fernández de Kirchner hükümetlerinde 2003-2006 yılları arasında İletişim Bakanı ve 2006-2013 yılları arasında İç Ticaret Bakanı olarak görev yapmıştı.
Arjantin’de eski ve tanınmış bir bakan ile resmi istatistik kurumu yetkilisinin hapis ve kamu hizmetinden men cezası alması son derece önemlidir. Birincisi, mahkeme sadece bürokratlara değil, siyasilere de ceza vermiştir. İstatistik kurumunun bağlı olduğu banak ceza almıştır. İkincisi, tüketici fiyatlarından sorumlu istatistik kurumu başkanı da cezayı almıştır. Daha da önemlisi ceza yaklaşık 17 yıl sonra gelmiştir. 2007’deki enflasyon oranlarına ilişkin tahrifata ilişkin ceza uzun yıllar sonra geldi. Bir diğer dikkat çeken nokta konunun bir toplumsal örgüt olan Sosyal Haklar Meclisi tarafından gündeme getirilmesi ve takip edilmesidir.
LAFAZANLIK DEĞİL HUKUK!
Arjantin’deki enflasyonu düşük gösterme davası Türkiye için de çok şey söylüyor. Her şeyden önce adaletin tecelli etmesinin zaman alabileceği ancak er ya da geç tecelli edeceği unutulmamalıdır. Arjantin’de enflasyon verileriyle oynanması 17 yıl sonra dava konusu oldu ve sorumlular ceza aldı. Yargı hem siyasilere hem bürokratlara ceza verdi. Buradan Türkiye ve TÜİK açısından çıkarılması gereken çok ders var. Umarız TÜİK yönetimi ve ilgili bakanlık Moreno davasından gerekli dersleri çıkarır ve gereğini yapar.
Ancak maalesef işaretler o yönde değil. Moreno’nun Arjantin’de enflasyon yolsuzluğundan ceza aldığı gün TÜİK yönetimi yargı kararlarını uygulamak yerine gayri ciddi açıklamalarla işlediği suçların üzerini örtmeye çalışıyordu. TÜİK yönetimi 7 Ağustos 2024’te yaptığı uzun açıklamayla 2022 Haziran ayından bu yana sakladıkları madde fiyat listesi üzerinden yapılan eleştirilere yanıt vermeye çalıştı. Ancak TÜİK yönetimi her zamanki gibi lafazanlık ve çarpıtmayı tercih etti.
TÜİK yönetimi lafazanlığı bırakıp enflasyon verileri konusunda emredici yargı kararlarının gereğini yapmalıdır. TÜİK yöneticileri Eurostat’ın değil Türkiye Cumhuriyetinin memurlarıdır. Görevleri Türkiye Cumhuriyeti mahkemelerinin kararlarını uygulamaktır. Türkiye Cumhuriyeti mahkemelerinin kesinleşmiş, emredici ve bağlayıcı kararlarına rağmen madde fiyat listesini açıklamayan ve yargı kararlarını uygulamayarak anayasal suç işleyen, madde fiyat listesini açıklamak yerine demagoji yapan TÜİK’in açıklamasını ciddiye almak mümkün değil.
TÜİK kendine güveniyorsa yargı kararları gereği madde fiyat listesini açıklar. Eski madde fiyat listesi üzerinden yapılan tartışmaların hatalı olduğunu düşünüyorsa ve tartışmayı bitirmek istiyorsa yapacağı şey lafazanlık değil, şeffaflıktır. TÜİK’e sorulması gereken soru kesinleşmiş Türkiye Cumhuriyeti mahkemeleri kararlarını nasıl ve ne cüretle çiğneyebildikleridir.
İşte TÜİK yönetimin uygulamadığı ve çiğnediği kesinleşmiş yargı kararları:
• Ankara 6. İdare Mahkemesinin 31 Mart 2023 tarihli, 2022/2383 Esas ve 2023/700 numaralı Kararı
• TÜİK’in Ankara 6. İdare Mahkemesi kararını istinaf etmesinin ardından Ankara Bölge İdare Mahkemesinin verdiği 15 Eylül 2023 tarihli, 2023/1058 Esas ve 2023/1341 numaralı Kararı
• TÜİK’in “kanun yararına bozma” başvurusu üzerine Danıştay Başsavcılığınca verilen 15 Mart 2024 tarihli, 2024/201 Esas No’lu Karar
Her şey açık ve net. Tartışılacak bir yanı yok. Normal şartlar altında hiçbir idari kurumun yöneticileri yargı kararlarının yerine getirilmesinden kaçınamaz. İdarenin avukatları idari yargı kararlarının derhal işleme konması gerekliğini bilir. Hiçbir idare avukatı yargı kararını çiğnemeye cüret edemez ve yönetime bu yönde telkinde bulunmaz. Anlaşılan o ki TÜİK yönetimi kendi hukukçularını değil, yüksek kademelerden gelen telkin ve tavsiyelere uyarak yargı kararlarına meydan okuyor.
TÜİK YÖNETİMİ DERS ÇIKARMALI
Bir grup devlet memuru nasıl olur da kesinleşmiş yargı kararına meydan okur? Meselenin özü budur. TÜİK’in yapmaya çalıştığı teknik tartışma işin özünü saklama gayretidir. TÜİK yöneticileri boşuna çeşitli uluslararası istatistik kurumu örnekleri vermeye kalkmasınlar! Hakkında yargı kararı olan, bu yargı kararını uygulamayan ve başına buyruk davranan bir istatistik kurumu örneği dünyada var mıdır? Mesele teknik değil, anayasal ve yargısal bir meseledir. TÜİK yöneticileri şu an alenen suç işlemektedir ve suç işlemelerine rağmen korunmaktadırlar. Gerisi lafügüzaftır.
Ancak TÜİK başkanı ve yöneticilerine tekrar hatırlatmak isterim ki mesele sadece enflasyon verilerinin manipüle edilip edilmediği meselesinden çok daha vahimdir. Bu iddia da ciddidir. Ancak siz daha vahim bir suç işleme ısrarındasınız. Kesinleşmiş ve yerine getirmeniz zorunlu olan yargı kararlarını ısrarla ve ısrarla çiğniyorsunuz. Bir devlet memurunun idari yargının kesinleşmiş kararlarını uygulamamasının vahim sonuçlarının farkında değilsiniz sanırım. Size tavsiyem, kesinleşmiş yargı kararlarının uygulanmamasının ileride başınızı nasıl ağrıtacağı konusunda bağımsız hukukçulardan tavsiye almanızdır.
Unutmayın, mevkisi ve kademesi ne olursa olsun bütün kamu görevlileri Anayasaya ve anayasal düzenle bağlılıkla yükümlüdür. Bu kamu hukukunun, idare hukukunun temelidir. Kim tarafından atanırsanız atanın hukukla ve yasalarla bağlısınız. Siz, sizi atayanların değil, devletin memurusunuz. Mevkisi, unvanı, kademesi ne olursa olsun hiçbir kamu görevlisi “layüs’el” değildir. Anayasanın 138’inci maddesinin açık hükmüne başkaldırmak hiçbir kamu görevlisinin haddine değildir. Yol yakınken hukuk yoluna gelin. Hukuk bir gün herkese lazım olur. Bakın Arjantinli bakan ve istatistik kurumu başkanı 17 yıl sonra suçlu bulundu. Akif’in kıssadan hissesine kulak vermek lazım: “Tarih’i “tekerrür” diye tarif ediyorlar; Hiç ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi?”