Yeni bir ekonomik model aranıyor – Ergin Yıldızoğlu (Cumhuriyet)
Finansal krizden (2008) bu yana neoliberal küreselleşme geriliyor. Çin ekonomik teknolojik süper güç düzeyine yükselirken BRICS ülkelerinin küresel ekonomi içinde ağırlığı giderek artıyor. Batı merkezli bir hegemonyanın ifadesi olan “kurala dayalı uluslararası düzen” çözülüyor. Kapitalizmin kriz(ler)ini bir “küresel yönetişim modeli” altında yönetmek artık olanaklı değil.
Şimdi dikkatler, kapitalizmi öncelikle ulusal düzeyde yönetecek, ekonomik, finansal, siyasi dış şoklara karşı koruyacak önlemleri, devletlerin jeopolitik basınçlar altında geliştirmeye başladığı korumacılık, sanayi politikası reflekslerini tutarlı bir modele dönüştürme çabaları üzerinde yoğunlaşıyor.
Devlet, kurumlar, üretim
Çağdaş kapitalizmin ekonomik siyasi başarısızlıkları ana akım (daha çok merkez sol) ekonomistler arasında kaygı yaratıyor. Bu bağlamda, Daron Acemoğlu, Dani Rodrik, Mariana Mazzucato gibi ekonomistlerin, Financial Times yazarlarından Rana Foroohar’ın devletin ekonomik rolünü yeniden değerlendirme çabaları dikkat çekiyor.
Daron Acemoğlu, ekonomik sonuçları şekillendirmede politik ve ekonomik kurumların kritik rolünü vurguluyor. Acemoğlu, gücü ve serveti az sayıda insanın elinde toplayan kurumların kötü ekonomik performansa, artan eşitsizliğe yol açtığını savunuyor. Buna karşılık, gücü ve serveti daha geniş bir şekilde dağıtan, katılımı teşvik eden kapsayıcı kurumların sürdürülebilir ekonomik büyüme (kapitalizm-EY) ve kalkınma için gerekli olduğunu belirtiyor.
Dani Rodrik, küreselleşme ve teknolojik değişimin yarattığı zorluklara odaklanıyor. Bu güçlerin, doğru yönetilmediği takdirde eşitsizliği artırabileceğini, sosyal uyumu zayıflatabileceğini vurguluyor. Rodrik, piyasa güçleri ile devlet müdahalesi arasında bir denge kurulması gerektiğini savunuyor. Ulusal hükümetlerin ekonomilerini koruyacak, adil büyümeyi sağlayacak önlemleri uygulayabilmeleri gerekir; tek tip bir ekonomik politika yaklaşımı yetersiz kaldığından ülkelerin, ekonomik stratejilerini kendi özgün bağlamlarına ve zorluklarına göre uyarlamaları gerekir, diyor.
Mariana Mazzucato, devletin ekonomik büyümeyi, yenilenmeyi yönlendirmede proaktif bir rol oynaması gerektiğini savunuyor; devletin sadece piyasa başarısızlıklarını düzeltmekle sınırlı olması gerektiğini savunan görüşü eleştirerek devletin aktif bir şekilde piyasaları şekillendirmesi ve yaratması gerektiğini öne sürüyor. Mazzucato, kamu yatırımının, araştırma ve geliştirme, altyapı ve eğitim gibi alanlarda büyük toplumsal zorlukları aşmadaki rolünü, örneğin iklim değişikliği ve eşitsizlik gibi sorunları, ele almayı amaçlayan misyon odaklı politikaların önemini vurguluyor.
Farklı vurgu noktalarına rağmen, Acemoğlu, Rodrik ve Mazzucato birkaç önemli noktada birleşiyor. Hepsi, ekonomik faaliyetleri etkili bir şekilde yönetebilecek, düzenleyebilecek güçlü kurumları, eşitsizliğin kök nedenlerini ele alan adil politikaları, ekonomik kalkınmayı yönlendirmede daha aktif bir rol oynayan bir devleti savunuyorlar. Günümüz kapitalizminin kısa vadeli kârları ve hissedar değerini uzun vadeli sürdürülebilirlik ve toplumsal refahın önüne koyan eksikliklerini gidermenin önemini vurguluyorlar.
Foroohar da devletin sadece piyasa başarısızlıklarını düzeltmekle sınırlı kalmaması, ekonomiyi şekillendirmede proaktif bir rol oynaması gerektiğini savunuyor; stratejik bir sanayi politikasının, ekonomiyi daha sürdürülebilir, adil bir büyümeye doğru yönlendirebileceğine inanıyor. Foroohar, üretimin önemini özellikle vurguluyor; üretimin sadece ekonomik sebeplerle değil, aynı zamanda ulusal güvenlik ve teknolojik yenilik için de gerekli olduğunu savunuyor. Foroohar, devletin üretime yatırım yaparak, yüksek kaliteli iş imkânları yaratabileceğini, küresel tedarik zincirlerine olan bağımlılığı azaltabileceğini, küresel piyasalarda rekabet avantajını sürdürebileceğini belirtiyor.
Bu bağlamda Rusya “zoraki” ama ilginç bir deney sunuyor. Rusya’da devletin, Batı yaptırımları karşısında uyum sağlama çabaları, ithal ikamesi yoluyla yerli sanayi üretimini canlandırdı, teknolojik gelişmeyi hızlandırdı, iç tüketimi desteklerken ücretlerin hızla artmasına neden oldu. Rus ekonomisi ayakta kalmaya devam ediyor!