gençemek sayı 7

Bu Sayıda…

Çok zorlu bir dönemde çıkartıyoruz bu sayımızı. Dünyanın ve ülkemizin Covid-19 salgınıyla ve emekçilerin bu salgının tüm ağır sonuçlarıyla mücadele ettiği bir dönemde. Bir bahar sayısı olmasına rağmen çiçekler açan bir sayı olamadık bu kez. Çünkü doğayı, emeği acımasızca talan eden kapitalist uygarlığın krizi derinleşiyor, içine alıyor hepimizi ve yeni yeni belalar çıkartıyor insanlığın önüne. İklim krizini işlemiştik önceki sayılarımızda, şimdi salgında emeğin durumuna bakmak durumundayız sayfalarımızda. Hele de bizim işkolumuzda, hele de genç emekçilere yaşattıklarıyla salgın aylardır ana gündemimiz oldu çünkü.

Bu sayımızda salgının dünyada ve bizde emekçiler açısından yarattığı hak kayıplarına da, karşısında gelişen mücadelelere de yer vermeye çaba gösterdik. Emeğin tarihine bakınca bu tür felaketlerin her zaman hem acılar yaşattığını ama hem de sınıf bilincini geliştiren, emekçilerin sistemdeki yerlerini, değerlerini yeniden sorgulattığı zamanlar olduğunu görürüz. İçinden geçtiğimiz dönem de böyle oluyor, olacak. AVM çalışanları, market çalışanları, çağrı merkezi çalışanları ve daha nicelerinin işyerlerinde yaşadıkları sorunlar da, sessizce içlerine attıkları çığlıklar da görülür oluyor/olacak biraz daha. Elbette bu görünürlüğün örgütlü bir güç oluşturmak için kullanılabilmesi en önemlisi. İşte sendikalar bunun için var ve genç emekçiler için şimdi sendikaları kendilerinin kılmanın, kendilerini örgütlü ifade etmelerinin tam zamanı. Her şeye rağmen bahar geliyor, herşeye rağmen dünyanın her yerinde milyonlarca işçi 1 Mayıs’ta aynı talepleri aynı gür sesle bir biçimde dile getirmeye devam ediyor. Geleceği kazanmak için geleneği devam ettirmek gerekiyor…

gençemek’in bu sayısındaki Editörden yazısı ilk kez kişisel imza ile yayınlanacak. Çünkü artık çok severek, öğrenerek sürdürdüğüm editörlük görevim sona eriyor. Başka alanlardaki çalışmalarımla birlikte sürdürmek istesem de görevimi bu mümkün olamadı. Yaşam bazen sevsen de ayrı kalmayı, tercih yapmayı, kendi gerekliliklerini dayatıyor, bilirsiniz işte…Tüm samimiyetimle, kurucu editörü olarak iki yılı aşkın zamandır devam eden gençemek dergisi deneyiminin benim açımdan çok öğretici olduğunu söylemek isterim. Bu, türünün ilk -ve şimdilik tek- örneği olan sendikal yayının fikir babası olan Tez-Koop-İş Sendikası Genel Başkanı Haydar Özdemiroğlu’na ve tüm sendika yönetimine, bana bu fırsatı verdikleri için teşekkür ediyorum. Bu derginin her sayısı başta Tez-Koop-İş’in genç uzmanları olmak üzere ortak bir emeğin ürünü oldu. Sevgili akademisyen, edebiyatçı, yazar, uzman dostlarımız yazılarıyla çok değerli katkılar sundular. Derginin mutfağında röportajları yazıya geçiren, tasarım yapan, düzelti yapan, görsel bulan, fikir veren arkadaşlarımız oldu, şubelerimize yaptığımız ziyaretlerde bizi konukseverliğiyle karşılayan şube yöneticilerimiz, temsilcilerimiz, dergimize anlam katan söyleşileriyle değerli genç üyelerimiz oldu. Saydıklarımın tümüne içtenlikle teşekkür ediyorum.

gençemek bundan sonra da yoluna devam edecek. Daha da zenginleşerek, daha da renklenerek. Ben de elimden gelen desteği her zaman vereceğim elbet. Bundan sonra yola devam edecek olanlara da şimdiden kolaylıklar, başarılar diliyorum. Genç emekçi kardeşlerim umut sizde, unutmayın Her zaman dayanışmayla…

Hakan Koçak




Başa dön tuşu