Emeğin Nabzı

Fiyatlar artarken enflasyon düşüşünün yorumu: Kağıt üstünde düşüş, kemikte hissediş – Bülent Falakaoğlu (Evrensel)

Ağustos ayı enflasyon verileri böyle duyuruldu: Enflasyonda düşüş trendi sürüyor!

İyi de nasıl; zamlar devam ederken, fiyatlar artarken…

TÜİK de ‘Fiyatlar düştü demiyor’ zaten. Aksine ‘Geçen aya göre fiyat ortalaması yaklaşık yüzde 2.5 arttı’ diyor.

Dikkat! Az buz değil, aylık yüzde 2.5! Bu oranda fiyat artışı Euro Bölgesi’nde ancak bir yıl da yaşanıyor. Dünyada da ancak 6 ayda (Bütün dünyanın enflasyon ortalamasına göre).

Ülkede fiyat artışlarının ‘maşallahı’ var!

Dünyada birkaç ülke hariç yok böyle fiyat artışı ama enflasyon düşüyor!

***

Türk mucizesi’ mi?..

Hesaplara bakalım.

TÜİK diyor ki… Yıllık enflasyon oranı yüzde 51.97!

Mayıs ayında yüzde 75.45’ti.

Bakınca yaklaşık 23 puanlık bir düşüş yaşanmış.

Fiyatlar her ay artarken nasıl olmuş bu büyüklükte bir düşüş? Enflasyon mayıs ayında zirveyi gördükten sonra ne yaşanmış da düşüş başlamış? 

Düşüşün çoğu kağıt üzerinde! Yani gerçekte bir düşüş yok da hesap üzerinden düşmüş gibi gözüküyor.

Açalım!..

İstatistik Kurumuna göre… Geçen yılın mayıs sonrasındaki 3 ayda, aylık enflasyon artışları sırasıyla şöyle gerçekleşmiş:

Haziran           yüzde 3.92!

Temmuz        yüzde 9.49!

Ağustos           yüzde 9.09!

Geçen yıl mayıstan sonraki üç aylık dönemde bileşik enflasyon yüzde 24’ü aşmış. Mayısta 100 lira olan ürün 124 lira olmuş.

Bu yıl ne olmuş?

Haziran           yüzde 1.64!

Temmuz        yüzde 3.23!

Ağustos           yüzde 2.47!

Bu yıl aynı üç ayda bileşik enflasyon yüzde 7.5.

Geçen yıl ki yüzde 24 gitmiş yerine yüzde 7.5’luk hesap gelmiş. Bir anda fiyatlar düşmeden yıllık enflasyon yüzde 16.5 düşmüş.

Baz etkisi’ denilen kağıt üzerinde bir düşüş bu!

Zaten TÜİK de ortalamalara göre ‘Öyle 23 puanlık bir düşüş yok’ diyor. TÜİK’in 12 aylık ortalamalarına göre enflasyon oranı yüzde 64.91! (Açıklanan yüzde 51’lik oranın 13.5 puan üzerinde).

EMEĞİN CANINA OKUYARAK

Hepsi kağıt üzerinde düşmedi!

Gerçekte varsa bir düşüş o da 6-7 puandan fazla değil.

Enflasyonu düşürmek için hiçbir şey yapılmadı değil tabii ki; bir takım ‘önlemler’ alındı.

Lakin alınan önlemlerin bedeli ile sonucu kıyaslayınca kocaman bir isyanlık tablo çıkıyor karşımıza.

Öyle ya…

Enflasyon düşsün diye asgari ücrete temmuzda zam yapılmadı. Ücretler bastırıldı, alım gücü düşürüldü!

Emekliler adeta süründürüldü!

Köylünün ürününe para verilmedi vs.

Önceki gün açıklanan ikinci çeyrek büyüme verilerinde gördük: Emekçi vatandaş tüketemez hale gelmiş! Ekonomi yüzde 2.5 büyürken tüketim sadece yüzde 1.6 artmış.

Şimşek geldiğinde faizler yüzde 8.5’ti şimdi yüzde 50! Ülke faizciye, tefeciye çalıştı; emekçinin borcu arttı, bolca vergi ödedi.

Bunca bedelin sonucu enflasyon 6-7 puan düşmüş, öyle mi?

İşçi konfederasyonlarından DİSK’in hesabı, bedeli ödeyen emekçiler için düşüş olmadığını ortaya koyuyor: “Resmi gıda enflasyonu yüzde 44.8 olsa da dar gelirlinin gıda enflasyonu yüzde 80!

TÜİK’e göre bile… Son bir yılda kira yüzde 121, eğitim yüzde 121, konut masrafları yüzde 100 arttı!

Belli ki enflasyon emekçinin üzerine düşmüş.

TÜRKİŞ NEREDE?…

Tablo buyken… ‘Açlık ve yoksulluk’ hesabı yapan işçi konfederasyonlarından Türk-İş ‘hiç yoktan iyidir’ bile demekte zorlanılacak ‘göstermelik’ denebilecek açıklamalarla durumu geçiştiriyor. Bir yandan da emeğin yoksulluğunu küçültmeye çalıştığına dair şüpheleri güçlendirecek hesaplar yapıyor.

***

Türk-İş’e göre mutfak ve genel enflasyon Ankara’da şöyle arttı.

Haziran           yüzde 0.05 (fiyatlar durmuş).

Temmuz         yüzde 1.35.

Ağustos          yüzde 0.19 (yine yok hükmünde).

Nasıl Ankara gibi büyük bir ilde, Türkiye ortalamasını alan TÜİK’ten bile daha az enflasyon hesaplanır? Ankara en ucuz kent oldu da haberimiz mi yok!

Aynı dönem İTO İstanbul’da şöyle ölçmüş…

Haziran          yüzde 3.42.

Temmuz         yüzde 4.21.

Ağustos           yüzde 1.73.

İşte buna göre hesaplansaydı 62 bin 772 TL olan yoksulluk sınırı 67 bin 745 lira olacaktı. Arada 5 bin liralık fark var.

Hadi diyelim Ankara, İstanbul’dan ucuz. Fark 5 bin değil 4 bin olsun…

Gıda fiyatı hesaplarına göre de 19 bin 271 TL olarak açıklanan açlık sınırı en az 1000 TL daha fazla olmalı.

***

TÜRK-İŞ’in yüzde 0.19 olarak hesapladığı ağustos ayı enflasyonunu TÜİK 13 kat daha fazla duyuruyor.

Dışarıda yemek yeme, eğlence, kültür işleri daha fazla artmış ama Türk-İş’e göre bekar bir işçinin yaşam maliyeti yerinde saymış.

Olacak iş değil!

Hükümet enflasyonu emekçiye yıkıyor. İşçi sendikası da yıkılmış yükü daha küçük göstermeye çalışıyor.

Pes!

Emekçiler, düşüş illüzyonuna değil yaşadığına bakıp istemeye devam etmeli.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu