Genel Başkanımız Haydar Özdemiroğlu’ndan 8 Mart Dünya Kadınlar Günü Açıklaması
8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle Tez-Koop-İş Sendikası Genel Yönetim Kurulu adına Genel Başkan Haydar Özdemiroğlu’nun basına ve kamuoyuna açıklaması
8 Mart Dünya Kadınlar Günü, eşitsizliklere, ayrımcılığa, soyutlanmaya ve dışlanmaya karşı kadınların toplumsal dayanışma ve mücadele günüdür. Bu gün, bir yönüyle kadınların içinde bulunduğu sosyal sorunların boyutlarının değerlendirildiği bir gündür, diğer yönüyle eşitlikçi yeni bir toplumsal düzenin oluşturulmasına uzanan yolda, mücadele kararlılığının vurgulandığı bir gündür.
Birleşmiş Milletler Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi’ne göre kadına yönelik ayrımcılık; “Kadınların, medeni durumlarına bakılmaksızın ve kadın ile erkek eşitliğine dayalı olarak politik, ekonomik, sosyal, kültürel, medeni veya diğer sahalardaki insan hakları ve temel özgürlüklerinin tanınmasını, kullanılmasını ve bunlardan yararlanılmasını engelleyen veya ortadan kaldıran veya bunu amaçlayan ve cinsiyete bağlı olarak yapılan herhangi bir ayırım, mahrumiyet veya kısıtlama” olarak tanımlanmaktadır.
Genel olarak tüm dünyada ve özel olarak ülkemizde kadınlara yönelik ayrımcı, dışlayıcı ve eşitsizlikçi uygulamalar sıradan, beklenen ve alışılması gereken toplumsal olgular değil, yıllardır gündemde bulunan ve hemen tüm sorunların ağırlık merkezini oluşturan gizli ya da açık tehditlerdir. Bu nedenle kadınların genel ve özel toplumsal sorunlarını ortadan kaldırmaya yönelik her türlü politika ve önlem, gerçekte yalnızca kadınlara değil toplumun tümüne yapılan olumlu birer katkı olacaktır. Çünkü tüm dünyada ve ülkemizde kadınlar kırda, kentte; evde, fabrikada, büroda, tarlada, okulda, sokakta; siyasal olsun ya da olmasın kurum, kuruluş ve örgütlerde kısaca tüm toplumsal alanlarda bazen çok keskin zıtlıklarla ya da kutuplaşmalarla, bazen de yumuşak ve esnek geçişli eşitsizliklerle dolu bir yaşama mahkum olarak varlığını sürdürmeye çalışıyor. Bu süreçte çok önemli ölçüde yasal hakları kısıtlanıyor, toplumsal yaşama katılımları dolaylı ve dolaysız olarak engelleniyor; temel insan haklarından olan başta çalışma, sosyal güvenlik ve örgütlenme hakları olmak üzere kısıtlanıyor, dışlanıyor ve sömürülüyor.
Siyasal katılım ve yetki süreçlerinden sürekli olarak ayrı tutulmaya çalışılan kadınlar, siyasal partilerden, sendikalardan, demokratik örgütlerden; kamu yönetimlerinin karar alma ve katılım süreçlerinden açık olarak ya da üstü örtük uygulamalarla soyutlanıyor… Kimi zaman ise “çok değerli” olduklarına vurgu yapılarak suskun, sessiz ve boyun eğdirilmiş biçimde kıyıda-köşede tutularak sözde “ödüllendiriliyor”.
Tüm sorunlarının yaygınlığına, derinliğine ve şiddetine rağmen artık kadınlar kendilerine biçilen “yazgının” dışına çıkıyor; hakları için direnç gösteriyor, seslerini yükseltiyor ve “toplumsal ret hakkını” kullanıyor.
Giderek daha da artacak olan bu kararlılık, inat ve korkusuzluk, eşitlikçi, sömürüsüz ve dayanışmacı yeni bir dünyanın yaratılmasının somut işaretlerindendir.
Her 8 Mart Dünya Kadınlar Günü, bu süreci daha da ileriye götürdüğü sürece çok değerlidir.
8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nün kadınların mücadelesine yeni boyutlar katacağına inanıyor ve 8 Mart 1857’de başlatılan mücadele geleneğine yeni boyutlar kazandıracağına güveniyoruz.