Kadınların “Nafaka”sıyla Oynanıyor
Cinsiyet eşitsizliği daha da derinleşecek
100 Günlük Eylem Planı kapsamında nafaka sisteminin adil bir hale getirilmesi gerekçesiyle 10 Ekim 2018 tarihinde Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile Adalet Bakanlığı işbirliğinde bir çalıştay düzenlenerek yoksulluk nafakasını düzenleyen Medeni Kanun’un ilgili hükümlerinin değiştirilmek üzere olduğu açıklandı.
Kadın örgütleri, bu toplantının üzerine geniş kapsamlı bir açıklama yaparak nafaka ödeme süresinin sınırlandırılmasının şiddeti ve hak ihlallerini artıracağını belirttiler. EŞİTİZ (Eşitlik İzleme Kadın Grubu), Filmmor Kadın Kooperatifi, Kadının İnsan Hakları-Yeni Çözümler Derneği, Kadınlarla Dayanışma Vakfı (KADAV), Kadınlara Hukuk Destek Merkez Derneği (KAHDEM) ve Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı imzasıyla yayımlanan açıklamada, “yoksulluk nafakası” ile ilgili kamuoyuna aksettirilen bilgilerin yanıltıcı olduğuna dikkat çekildi.
Kadın örgütleri, nafaka uygulamasındaki değişikliklerin kadınların haklarını nasıl gasp edeceğini ise şöyle özetledi:
• Yoksulluk nafakasının ödenmesine en az 1 yıl, en çok 5 yıl olmak üzere süre kısıtlaması getirilmek istenmektedir. Ayrıca yoksulluk nafakasının bağlanması için bir dizi koşul aranması istenmekte, bu koşullar arasında evli kalma süresi, çocuk olup olmaması, boşanan kadının yaşı, gelir durumu ve kusur durumu gibi kriterler belirlenmesi planlanmaktadır. Kadınların evlilik sonrası yaşamlarını idame ettirebilmelerini sağlayan ve toplumsal cinsiyet eşitsizliği nedeniyle yoksullaştırıldıkları için gerekli olan bir haktır.
• Yoksulluk nafakasına süre kısıtlaması getirme çabalarının yanında boşanma sonrasında velayete sahip olan ebeveyne, yetişkin olmayan çocuklarının bakım masraflarını üstlenebilmek için ödenen iştirak nafakasının da ödenmemesi gerektiği dile getirilmeye başlanmıştır. Böylesi bir değişiklik, çocukların yüksek yararı açısından da oldukça korkutucu bir gelişme olacaktır.
• Çocukların ve yaşlıların bakımı dahil, ev içinde ücretsiz emek sarf etmiş, bu sebeple çalışma hayatına hiç katılamamış, katılması engellenmiş veya ev içindeki bakım emeği yükü nedeniyle iş hayatından ayrılmak zorunda kalmış, yeniden çalışma hayatına katılması önünde bir dizi bariyer bulunan kadınların nafaka hakkına sınırlama getirmenin Türkiye’de giderek artan toplumsal cinsiyet eşitsizliğini daha da derinleştirecek.
• Bu düzenlemenin kadınlara yönelik ekonomik, psikolojik, cinsel ve fiziksel şiddeti artıracağını, kadınları ev içine hapsedeceğini ve kadınların boşanma kararı almalarını zorlaştırarak büyük hak ihlallerine neden olacak.