Manşet Haberler

Türk-İş 23. Olağan Genel Kurulu

Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Türk-İş) 23. Olağan Genel Kurulu, 5-6-7 Aralık 2019 tarihlerinde Ankara’da gerçekleşti.

Büyük Anadolu Termal Otel’de yapılan Genel Kurul, Türk-İş Genel Sekreteri Pevrul Kavlak’ın açılış konuşması yapmasıyla başladı. Kavlak, tüm katılımcıları selamlayan konuşmasının ardından sözü Genel Başkan Ergün Atalay’a bıraktı. Atalay kıdem tazminatı uygulamasını geriye götürecek bir düzenlemeyi kabul etmeyeceklerinin altını çizdi ve “Kıdem tazminatını almayan çalışanlar var, bu çalışanların kıdem tazminatını alması için yapılacak bir düzenlemeye her türlü desteği vermeye hazırız ama bu mevcut yapıyı bozdurmayız. Geriye doğru gidiş olursa bizim buralarda durmamızın anlamı yok. Herkes ceketini alıp gitsin” dedi.

Genel Kurul, açılış konuşmalarının ardından Türk-İş’e bağlı sendikaların genel başkanlarının değerlendirmeleriyle devam etti. Tez-Koop-İş Sendikası Genel Başkanı Haydar Özdemiroğlu yaptığı konuşmada asgari ücret tartışmalarından emeklilikte yaşa takılanların sorunlarına, çok geniş çapta yaşanan işsizlikten iş cinayetlerine, toplu sözleşmeler için imzalanan çerçeve anlaşma protokolünden küresel iklim krizine kadar birçok konuya değindi. Türkiye’de dakikada 2 emekçi işsiz kalırken işsize destek olacak olan işsizlik fonunun yalnızca yüzde 27’sinin işsizlere verildiğini vurgulayan Haydar Özdemiroğlu, sendikal hak ve özgürlüklerin ihlal edildiğinin ve çalışanların sendikal çalışmalarını engellemek için işsizlikle tehdit edildiğinin de altını çizdi.

Haydar Özdemiroğlu’nun konuşması özetle şöyle:

“Bir ülkede demokrasinin hangi düzeyde geliştiğini tanımlamanın en açık doğrudan kanıtı, sendikal hak ve özgürlüklerin uygulanma biçimidir. Çünkü yaşama hakkı gibi çalışma hakkı, sosyal güvenlik ve korunma hakkı, sendika, toplu iş sözleşmesi ve grev hakkı temel insan haklarındandır. Demokratik hak ve özgürlüklerin kısıtlandığı, ekonomik kriz etkilerinin arttığı günümüzde emek ve demokrasi hareketinin ve özel olarak sendikaların yaşadığı sorunların boyutu, sanıldığından çok daha ileri düzeylerdedir. Ancak sorunların artan, genelleşen ve derinleşen boyutlarına karşın Konfederasyonumuz Türk-İş’in yeterli uyarı görevini yapmadığını, yapamadığını, pasif bir tutum alarak suskunluğu ve durgunluğu bir kültür durumuna getirdiğini belirtmek istiyorum. Türk-İş ne yazık ki yıllardır insan hak ve özgürlükleri ile temel işçi sorunları da dahil devlet ve devlet kurumları karşısındaki örgütsel bağımsızlığını koruyamaz bir görüntü içindedir. Oysa Türk-İş, emek ve demokrasi hareketinin çıkarları, sendikal hak ve özgürlükler söz konusu olduğunda sorunun çözümüne odaklanmaktan kaçınamaz, dirençli ve kararlı davranışın dışında herhangi bir davranışı gösteremez ve göstermemelidir. Demokratik eylemi ve tepkiyi öngörmeyen, bunu toplumsal sorumluluğunun zorunlu bir boyutu olarak görmeyen bir sendikal hareketin ekmek-barış-özgürlük sloganının hakkını verdiği söylenemez. Türk-İş ne bakanlıkların bürosudur ne de bakanlıklar Türk-İş’in amiridir. Türk-İş’in kuruluşunda ve 60’lı yıllarda sıklıkla tekrarlanan ‘Ankara’da Türk-İş vardır’ söyleminin son yıllarda ‘Ankara’da Türk-İş mi var’ söylemine dönüşmesinin artık sona erdirilerek, yeniden ve çok daha güçlü biçimde ‘Ankara’da Türk-İş vardır’ demenin tam da zamanıdır” dedi.

İlk iki günü Türk-İş’e bağlı sendikaların genel başkanlarının yaptığı konuşma ve değerlendirmelerle geçerken son gün ise seçim yapıldı. 7 Aralık 2019 tarihli Cumartesi günü yapılan seçimde 289 delege oy kullandı.

Yapılan seçim sonucu Türk-İş Yönetim Kurulu şöyle oluştu:

 Genel Başkan Ergün Atalay

Genel Sekreter Pevrul Kavlak

Genel Mali Sekreter Ramazan Ağar

Genel Eğitim Sekreteri Nazmi Irgat

Genel Teşkilatlandırma Sekreteri Eyüp Alemdar

 

 




İlgili Makaleler

Başa dön tuşu