Haberler

Unutturamadılar

1 Mayıs’ın kitlesel olarak kutlanmasını engelemek üzere gerçekleştirilen baskılar 50 yıl sürdü;  1976 yılına kadar…

1976 yılında DİSK faşist ve gerici siyasal iktidarların bulunduğu ülkelerin dışında hemen tüm dünyada emek ve dayanışma günü olarak kutlanan ve birçok ülkede de tatil günü olarak yaşanan 1 Mayıs’ı kutlayacağını açıkladı. Hiç kuşkusuz gerici-faşist çevreler bu karara tepki göstermede, provakatif söylemler geliştirmede gecikmedi. Onlar 1 Mayıs kutlamasının “isyan provası”, “başkaldırı” anlamına geleceğini ileri sürdüler.

Ama başarılı olamadılar.

1 Mayıs İstanbul Taksim’de  onbinlerce işçi ve emekçi katılımıyla kutlandı.

Aynı biçimde 1977 yılında yüz binlerce insan, 1 Mayıs’ı kutlamak için Taksim Meydanı’na geldi. Mitingin bittiği sırada açılan ateş sonucu gösteri dağıtıldı. 1977 yılı 1 Mayıs’ında 36 emekçi öldürüldü. Bu olayın aradan yıllar geçmesine karşın failleri ortaya çıkartılmadı. Failler bilinçli olarak saklandı, üzerine gidilmedi.

1978 yılında da kitlesel gösterilerle İstanbul Taksim’de kutlanan 1 Mayıs, 1979 yılında Sıkıyönetim Komutanlığı İstanbul`da miting yapılmasına izin vermediği ve sokağa çıkma yasağı ilan ettiği için İşçi Bayramı, İstanbul’da yasal gösterilerle kutlanamadı. Buna karşın İstanbul sokaklarında “korsan” 1 Mayıs kutlamaları yapıldı. Bu arada İzmir’de çok geniş katılımlı kitlesel 1 Mayıs yürüyüş ve mitingi düzenlendi.

12 Eylül 1980 Askeri Darbesinden sonra Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren “Bahar ve Çiçek Bayramı” olarak tatil yapılan 1 Mayıs, Milli Güvenlik Konseyi tarafından resmi tatil günü olmaktan çıkarıldı.

İzleyen yıllarda her 1 Mayısta gerilimli ortamlar yaratıldı.

1989’da Beyoğlu’nda düzenlenen gösteri şiddetle dağıtılırken Tarlabaşı’nda trafik polisinin açtığı ateş sonucu işçi Mehmet Akif Dalcı yaşamını yitirdi.

1992 yılında Türk-İş, DİSK ve Hak-İş Konfederasyonlarının kapalı salon toplantısı ile kutladığı 1 Mayıs, 1993 yılında Türk-İş ve DİSK tarafından ayrı ayrı gerçekleştirilen mitinglerle kutlandı.

1996 yılında Taksim Meydanı’nın yasaklı olduğu gerekçesiyle Kadıköy`de düzenlenen 1 Mayıs kutlamalarına yaklaşık 150 bin kişi katıldı. Eylemin ilk dakikalarında polisin açtığı ateş sonucu 3 kişi yaşamını kaybetti. Bu olaylardan sonra Kadıköy 2005 yılına kadar 1 Mayıs kutlamalarına yasaklı kaldı.

2005 ve 2006 yıllarında Kadıköy’de gerçekleştirilen  gösterilere onbinlerce işçi katılırken önemli bir sorun yaşanmadı.

2007 yılında 1 Mayıs’ı tekrar Taksim’de kutlayarak aynı zamanda 1977’de olan olayları anmak isteyen grupları polis silah, biber gazı, gaz bombası kullanarak durdurmaya çalıştı. 100’den fazla kişi yaralandı. Valiliğe göre 580, diğer kaynaklara göre 700’e yakın gözaltı gerçekleşti.

2008 yılında Türk-İş, DİSK ve KESK 1 Mayıs’ı Taksim’de birlikte kutlama kararı aldı. Ancak Hükümet yetkilileri ve İstanbul Valiliği Taksim’de miting yapılmasına karşı çıktı. Sabahın erken saatlerinde Şişli’de bulunan DİSK Genel Merkezi önünde toplanan işçilere saldıran güvenlik güçleri kentte tam bir korku ve şiddet ortamı yarattı. Aynı gün Ankara’da düzenlenen 1 Mayıs gösterisine de son dakikalarında gazlı saldırı düzenlendi ve yasal 1 Mayıs gösterisi dağıtıldı. 2008 1 Mayıs’ı İstanbul ve Ankara’nın dışında ülkenin dört bir yanında coşkuyla ve sorunsuz kutlandı.

2009 yılı 1 Mayıs’ına doğru kutlamaların Taksim’de yapılması konusunda tartışmalar hiç durmadı. Başbakan, İçişleri Bakanı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı ve İstanbul Valisi başta olmak üzere yetkililer 1 Mayıs’ın Taksim’de yapılmasına karşı hiçbir inandırıcı kanıt göstermeden, gösteremeden karşı çıktı. Ancak sendikalar farklı konfederasyon kortejleriyle de olsa Taksim’e küçük temsilci gruplarıyla yürüdüler ve 1977 yılında ölen işçiler anısına Kazancı Yokuşu’na çiçeklerini bıraktılar.

TBMM, 22 Nisan 2009 tarihinde, 1 Mayıs’ın  “Emek ve Dayanışma Günü” olduğuna ilişkin yasayı kabul etti ve böylece 1 Mayıs işçi bayramı,  resmi tatil oldu.

1 Mayıs 2010’a doğru emek örgütleri bir araya gelerek 1 Mayıs’ı İstanbul Taksim’de birlikte kutlama kararı aldı.  Ülkenin tüm işçi ve kamu emekçisi konfederasyonları  1 Mayıs için ilk kez anlamlı bir bildiriye imza attı. Türk-İş, Hak-İş, DİSK, Memur-Sen, Kamu-Sen ve KESK  tarafından 22 Nisan 2010 tarihinde yayınlanan 1 Mayıs 2010 bildirisinde şu çağrı yapıldı:

“Bizler bu ülkenin işçileri, kamu emekçileri, meslek sahipleri, emeklileri, işsizleri, yoksulları olarak, tüm dünya emekçileriyle birlikte 1 Mayıs’tayız, emeğin bayramındayız.  Barış için, özgürlük için, demokrasi için, ekmek için, daha güzel bir dünyada sömürüsüz,  baskısız, insan onuruna yaraşır bir yaşam için birlikteyiz. 

Her türlü baskıya inat, haklarımız ve özgürlüklerimiz için dayanışma içindeyiz. Sosyal  adalet, eşitlik, bağımsızlık ve sendikal haklarımız için 1 Mayıs 2010’da, başta Taksim olmak  üzere alanlarda, omuz omuzayız.  Emekçilerin uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma gününü; emeğin bayramı 1 Mayıs’ı  hep birlikte barış içinde, kardeşçe kutluyoruz.

1 Mayıs 2010’u güvencesiz, kuralsız çalışmanın yaygınlaştığı koşullarda karşılıyoruz.

Emekçilerin yarısı kayıt dışında çalışıyor. Esnek, güvencesiz ve kuralsız çalışma kural haline geliyor, 4-C uygulamasına, kölelik düzenine mahkum ediliyor. Sendikasızlaştırma yaygınlaşıyor, sendikal örgütlenmenin önüne engeller çıkarılıyor. Örgütlenen işçiler işten atılıyor. Başta madenler olmak üzere, iş kazası adı verilen cinayetler durmak bilmiyor.

Biz sosyal adalet, eşitlik ve demokrasi istiyoruz. Özgürlükçü, eşitlikçi sivil demokratik bir anayasa ve yasalar istiyoruz. Tüm çalışanların grevli toplu sözleşmeli sendikal haklara sahip olduğu bir Türkiye için sesimizi yükseltiyor, demokrasiden ve sosyal devletten vazgeçmeyeceğimizi bildiriyoruz.  1 Mayıs’ta alanlardan bir kez daha Hükümete sesleniyoruz:  1 Mayıs 1977’de kaybettiklerimizin faillerinin bulunmasını ve adalet önüne çıkarılmasını istiyoruz,  işsizliğin önlenmesini istiyoruz,  kiralık işçilik düzenlemesinden vazgeçilmesini istiyoruz,  kıdem tazminatı hakkımıza dokunulmamasını istiyoruz,  4-C ve benzeri uygulamalardan vazgeçilmesini istiyoruz,  İşsizlik Sigortası Fonu’nun işsizler için daha etkin kullanılmasını istiyoruz,  vergi adaletsizliğinin giderilmesini istiyoruz,  sağlık ve sigorta haklarımızdaki mağduriyetin giderilmesini istiyoruz,  asgari ücretin insan onuruna yakışır olmasını istiyoruz,  iş sağlığı ve güvenliği önlemlerinin artırılmasını istiyoruz,  anti demokratik yasaların değiştirilmesini istiyoruz,  örgütlenmenin önündeki engellerin kaldırılmasını istiyoruz, taşeronlaşma ve kayıt dışı ekonominin engellenmesini istiyoruz, özelleştirmelerin durdurulmasını, sosyal devletin daha etkin olmasını istiyoruz, emekçilerin sesine kulak verilmesini istiyoruz.”

2011 yılı  1 Mayısı, katılımın fazlalığı, Taksim’e uzanan tüm yollarda yüzbinlerce insanın gösterileri açısından unutulmaz bir görsellik yaşattı.   Aynı biçimde 2012 1 Mayıs’ı da coşkulu gösterilerle başta İstanbul Taksim olmak üzere tüm ülkede kutlandı.

2013 1 Mayıs’ında ise şiddet bir kez daha kutsandı. Taksim’de yapılan inşaat gerekçe gösterilerek 1 Mayıs’ın Taksim’de yapılması engellendi. Taksim, Şişli, Beşiktaş’ta  katılımcıların üzerine saldırıldı ve yoğun gaz bombaları atıldı.

1 Mayıs 2013,  2014, 2015, 2016, 2017 ve 2018  yıllarında tüm bu baskı ve yıldırmalara rağmen başta Ankara olmak üzere ülkenin tüm kentlerinde kutlandı ve işçiler istemlerini dile getirdiler.




İlgili Makaleler

Başa dön tuşu