Haberler

20 Haziran Dünya Mülteciler Günü

BM Mülteci Örgütü (UNHCR)’nün yıllık olarak hazırladığı Küresel Eğilimler raporuna göre 2017 yılı sonu itibarıyla 68,5 milyon kişi yerinden edildi. Bu nüfusun içinde, 16,2 milyon kişi, 2017 yılı içerisinde, ya ilk kez ya da üst üste birçok kez olmak üzere yerinden edilmiştir. Bu rakam, hareket halinde olan çok büyük kitlelere tekabül etmektedir ve her gün 44.500 kişinin ya da her iki saniyede bir 1 kişinin yerinden edildiği anlamına gelmektedir.

BM Mülteci Örgütü’nün raporunda aktarılan bilgiler özet olarak şöyle:

68,5 milyonun, 25,4 milyonunu ülkelerinde yaşanan çatışma ve zulüm nedeniyle evlerini terk eden mülteciler oluşturmuştur. Bu rakam, 2016 yılına kıyasla 2,9 milyon daha fazladır ve UNHCR’nin bir yıldan diğerine kaydetmiş olduğu en büyük artıştır. 31 Aralık 2017 itibarıyla halen mülteci statüsü başvurularının sonucunu beklemekte olan sığınmacıların sayıları ise 300.000 artarak 3,1 milyona ulaşmıştır. Kendi ülkeleri içerisinde yerinden edilmiş olan insan sayısı ise, 2016 yılında kaydedilen 40,3 milyonun biraz altında kalarak, toplam yerinden edilenlerin 40 milyonunu oluşturmuştur.

Kısacası, dünyada Tayland’ın toplam nüfusu kadar zorla yerinden edilmiş olan kişi bulunmaktadır. Tüm ülkeler hesaba katılırsa, dünyadaki her 110 kişiden biri yerinden edilmiştir.

Küresel Eğilimler raporu, zorla yerinden edilme konusunda, algılanana karşılık olarak gerçekleri ortaya koyup; bu ikisinin bazen birbirleriyle çatıştığı durumlar olabileceğinin altını çizerek çeşitli veriler sunmaktadır. Bunların arasında yerinden edilmiş kişilerin çoğunluğunun gelişmiş ve refah düzeyi yüksek ülkelerde bulunduğu görüşü de yer almaktadır. Ancak veriler bunun tam tersinin doğru olduğunu göstermektedir. Mültecilerin yüzde 85’i, çoğu kendileri ciddi derecede yoksul olan ve bu nüfusa yardım etmek için çok küçük miktarlarda destek alan gelişmekte olan ülkelerde yaşamaktadır. Her beş mülteciden dördü kendi ülkelerinin kapı komşusu olan ülkelerde yaşamaktadırlar.

68 milyonla ifade edilen küresel yerinden edilme rakamının yaratabileceği algının tersine, büyük ölçekteki yerinden edilme durumlarının sınır ötesi olarak gerçekleştiği durumlar daha az görülmektedir. Zorla yerinden edilen kişilerin neredeyse üçte ikisi ülkelerini terk etmemiş ve kendi ülkeleri içerisinde yerinden edilmişlerdir.

Küresel Eğilimler raporunun ortaya koyduğu diğer iki tespit ise mültecilerin çoğunluğunun kamplarda ya da kırsal alanlarda değil kentlerde yaşamakta olduğu ve küresel olarak yerinden edilmiş kişilerin çoğunluğunun – yüzde 53’ü aralarında refakatsiz ya da ailelerinden ayrı düşmüş çok sayıda çocuğun da bulunduğu çocuklardan oluşmaktadır – genç olduğudur.

Karşılaştırmalı olarak bakıldığında, büyük ölçekli yerinden edilmelerin görüldüğü ülkelerin sayısının yanı sıra çok fazla sayılarda mülteciye ev sahipliği yapan ülkelerin sayısı da son derece azdır. Başta Suriyeli olmak üzere, 3,5 milyon mülteci ile Türkiye dünyada en fazla mülteciye ev sahipliği yapan ülke olmaya devam etmektedir. Lübnan ise kendi nüfusuyla karşılaştırıldığında oran olarak en fazla mülteciye ev sahipliği yapan ülkedir. Sonuç olarak, UNHCR’nin sorumluluğu altında bulunan mültecilerin yüzde 63’ü toplamda 10 ülkede yaşamaktadır.

Üzücü şekilde, bu durumlara yönelik çözümler yetersiz düzeyde kalmaya devam etti. Barışı yeniden tesis etmeye yönelik görülebilir çok az ilerleme kaydedilirken, savaşlar ve çatışmalar başlıca etkenler olmayı sürdürdü. 2017 yılında, büyük çoğunluğu ülkeleri içinde yerinden edilmiş olan yaklaşık 5 milyon insan evlerine geri dönebildi; fakat bu nüfus içinde baskı altında ya da kırılgan olmaya devam durumlara dönenler de var. Üçüncü ülkeye yerleştirme için sağlanan kontenjandaki düşüş sebebiyle, üçüncü ülkeye yerleştirilebilen mülteci sayısı da yüzde 40 düşüşle 100.000 kişi oldu.

TEZ-KOOP-İŞ SENDİKASI
GENEL YÖNETİM KURULU




İlgili Makaleler

Başa dön tuşu