Haberler

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü: Evde, İşte, Sokakta Şiddete Son!

Tez-Koop-İş Sendikası Genel Yönetim Kurulu adına Genel Başkan Haydar Özdemiroğlu’nun basına ve kamuoyuna açıklaması:

Kadına ve kız çocuklarına yönelik şiddet, bugün dünyada en yaygın, kalıcı ve yıkıcı insan hakları ihlallerinden biridir.

Kadına yönelik şiddet çok farklı türden ve görünümlerle ortaya çıkmaktadır.  Ev içi şiddet, yakın partner şiddeti (dayak, psikolojik taciz, evlilik içi tecavüz, cinayet); cinsel şiddet ve taciz (tecavüz, zorla cinsel eylemler, istenmeyen cinsel yaklaşımlar, çocuklara yönelik cinsel istismar, zorla evlendirme, sokakta taciz, ısrarlı ve sürekli izleme, siber taciz); insan ticareti (kölelik, cinsel sömürü); kadın sünneti; ve çocuk evliliği gibi genel olarak, fiziksel, cinsel ve psikolojik biçimlerde kendini gösterir.

Türkiye’nin 2014 yılında taraf olduğu ancak 20 Mart 2021 tarihinde Anayasanın 90. Maddesine rağmen Cumhurbaşkanlığı Kararı ile çekildiği duyurulan; “Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadele İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi (İstanbul Sözleşmesi)’ne göre kadına yönelik şiddet şöyle tanımlanmaktadır:

“Kadına karşı şiddetten, kadınlara karşı bir insan hakları ihlali ve ayrımcılık anlaşılacak ve bu terim, ister kamu ister özel yaşamda meydana gelsinler, söz konusu eylemlerde bulunma tehdidi, zorlama veya özgürlüğün rastgele bir biçimde kısıtlanması da dahil olmak üzere, kadınlara fiziksel, cinsel, psikolojik veya ekonomik zarar ve acı verilmesi sonucunu doğuracak toplumsal cinsiyete dayalı tüm şiddet eylemleri”dir.

Kadına yönelik şiddetin çok farklı görünümde yaygın, etkili ve bir biçimde uygulandığı ülkelerden biri olan Türkiye, her gün birkaç  kadın cinayetiyle sarsılan bir ülkedir. Ölümlü olayların dışında çok yaygın şiddet olgusu yaşamın her alanında gözlemlenmektedir. Kadına yönelik şiddet ve cinayetlerine karşı alınan önlemler yetersizdir; şiddet uygulayanları, katilleri cesaretlendiren cezasızlaştırmalar yaygındır ve bu nedenle tüm kadınlar korunmasızdır.

Kadına yönelik şiddetin engellenmesi, durdurulması, sonlandırılması mutlak bir zorunluluktur. Bunun için çok yönlü ve kapsamlı önlemlerin alınmasına özen gösterilmelidir.

Ayrımcılığın, şiddetin, tacizin, zorbalığın, kin ve nefretin olmadığı bir dünya ve ülke, kadın-erkek tüm insanların duyarlılıklarının arttırılmasıyla olanaklıdır. Gelecek, şiddetin olmadığı bir toplumsal yaşamla anlamlı kılınmalıdır.

Şiddete karşı koşullar ne olursa olsun sesimizi yükseltmeye ve mücadele etmeye kararlıyız. İnanıyoruz ve kazanacağız.

Evde, işte, sokakta şiddete, eşitsizliğe, ayrımcılığa son!




İlgili Makaleler

Başa dön tuşu