İnsan Hakları İnsanlık Onuru
Birinci maddesi “Bütün insanlar özgür, onur ve haklar bakımından eşit doğarlar” diye başlayan İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nde tanımlanan tüm haklar, dünyanın hangi bölgesinde, ülkesinde ve topluluğunda olursa olsun tüm insanların, ulus, dil, din veya inanç, ırk, renk veya sosyal köken, kalıtımsal özellik, siyasal veya herhangi bir görüş, bireysel özellik, engellilik ve yaş gibi tüm farklılıklarının herhangi bir ayrıma neden olmaksızın yalnızca insan olmalarından kaynaklanan haklarının tümüdür.
İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi bütün insanlar için geçerli temel hak ve özgürlükleri ortaya koyar. İkinci Dünya Savaşı’nın ardından hazırlanan ve yasal olarak bağlayıcı birçok uluslararası sözleşmeye kaynaklık ve bağlılık oluşturan bir temel belge niteliğindedir. İnsan hakları arasında medeni ve siyasal hakların yanı sıra ekonomik, sosyal ve kültürel haklar da bulunur.
İnsan hakları kavramını dar anlamda ve araçsallaştırarak değerlendirmek; insan haklarının yaşama geçirilmesinde, korunmasında ve geliştirilmesinde devletin belirleyici rolünü gizlemeye çalışmak, insan haklarını değersizleştirmektir. Bu nedenle insan hakları kavramını yalnızca bireysel hak ve özgürlüklerin baskı altında tutulması, hukukun çiğnenmesi; kötü muamele, işkence, şiddet ve insanın fiziksel varlığını tehdit eden tutum ve davranışlar gibi ağır insan hakları sorunları ile sınırlı tutulmaması zorunludur. Çünkü insan hakları kavramı, toplumsal, siyasal, ekonomik, kültürel hakları da kapsayan geniş düzeyli kavramdır. Bu nedenle İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi aradan geçen 71 yılda etkinliğini ve gereksinimini azaltmak yerine daha da artırmakta ve daha da değerli kılmaktadır.
İnsan hakları kavramı ile birlikte anılması gereken en önemli gerçeklerden biri demokrasi kavramıdır.
Demokrasinin olmadığı toplumsal ve siyasal ortam, insan haklarının sözünün edilemediği ya da çok sınırlı ölçülerle dile getirilebildiği bir ortamdır. Demokratik kural ve ilkelerin yaşama geçirilmediği, baskı ve zor altında bulundurulduğu otoriter siyasal yönetim biçimlerinde öncelikle ve sürekli olarak insan hakları cendere içinde tutulur, çiğnenir ve ezilir.
İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi ile tüm uluslararası insan hakları sözleşmelerinin eksiksiz uygulandığı bir dünya ve ülke için örgütlü ve örgütsüz tüm insanların el ele ve omuz omuza mücadele sürdürmeleri insanlık onurunun yüceltilmesidir.