28 Nisan Dünya İş Kazalarında Yaşamını Kaybeden İşçileri Anma Günü
Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) verilerine göre tüm dünyada yaklaşık üç milyon insan iş kazaları ve meslek hastalıkları nedeniyle yaşamlarını kaybetmekte ve on milyonlarca insan sürekli ya da geçici biçimde sakatlanmakta, birçoğu engelli olarak yaşamlarını sürdürmek zorunda kalmaktadır.
Günlük yaşamda çoğunlukla olağanlaştırılan ve sıradan bir süreç olarak görülen bu durum gerçekte insanlığın duyarlılıkla yaklaşarak etkili çözümler üretmesi gereken bir trajedidir.
Günümüzde bu süreç küresel ölçekte tüm ülkeleri ve sosyal alanları etkileyen Covid-19 salgını ile çok daha ileri boyutlara yükselmiştir.
Ülkelerin etkilenme düzeylerine göre önlem almaya çalıştığı salgın karşısında özellikle çalışanlar çok daha büyük risk ve tehditlerle karşı karşıya bulunmaktadır.
Covid-19 salgını karşısında risk grubunun en önünde bulunan çalışanlar arasında hekimler ve tüm sağlık görevlileri yani sağlık teknisyenleri, hemşireler, hastabakıcılar, sağlık kurumları veri girişi büro elemanları, sağlık tesisi temizlik çalışanları ve güvenlik görevlileri geliyor. Bunun yanında halkın gıda gereksinimini karşılayan alışveriş merkezi (AVM) çalışanları, market işçileri, lojistik elemanları, kuryeler ve dağıtım çalışanları, toplu ulaşım aracı sürücüleri, toplu üretim ortamlarında yakın biçimde çalışanlar Covid-19’e yoğun biçimde maruz kalanlar arasındadır.
Covid-19 salgının etkisine bağlı olarak küresel ölçekte 210 bini geçen ölümlerin ne kadarının doğrudan ve dolaylı biçimde çalışma süreci içinde gerçekleştiği ve kaç çalışanın yaşamını yitirdiği bilinmiyor. Ama en önemli risk grubunu oluşturan sağlık çalışanları başta olmak üzere risk grubunun ilk hatlarını oluşturan tüm çalışanlar arasında ölümlerin çok ileri sayıda gerçekleştiği ve gerçekleşeceği değerlendiriliyor.
Her yıl yaklaşık 2 bin işçinin iş kazası ve meslek hastalıkları sonucu yaşamını kaybettiği ülkemizde; yüzbinlere çalışan iş sağlığı ve güvenliği sorunlarına bağlı olarak sakatlanmakta, geçici veya kalıcı iş göremez durumuna gelmektedir. Bu olumsuzlukların yaşanan Covit-19 salgınıyla çok daha ileri boyutlara çıktığı düşünülüyor.
Bir kez daha vurguluyoruz: Ülkemizde iş sağlığı ve güvenliği sorunlarının köklü biçimde aşılması için öncelikle “engellenemeyecek kaza yoktur” anlayışının kalıcı kılınması zorunludur.
-İş cinayatlerine dönüşen tüm iş sağlığı ve güvenliği sorunları bilimsel ölçüler ve kurallar içinde çözümlenmelidir.
-Türkiye’nin yıllardır kabul etmemekte direndiği Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO)’nün iş sağlığı ve güvenliğine ilişkin sözleşmeleri onaylanmalı ve bu sözleşmelere uygun yasal düzenlemeler gerçekleştirilmelidir.
-İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası’nın kapsamı genişletilmeli ve bu yasaya bağlı yönetmelik ve tüzükler yenilenerek çıkarılmalıdır.
-Yasal düzenlemelerin uygulanmasını sağlayacak kurumlaşmalar ve denetimler gerçekleştirilmelidir.
-İş kazaları ve meslek hastalıkları konusunda “cezasızlaştırmaya” yol açacak tüm girişimler engellenmeli; çevre ve işe ilişkin suçlara etkili cezalar getirilmelidir.
-İş kazalarına yol açan kötü çalışma biçimleri ve uygulamaları ortadan kaldırılmalıdır.
-Çalışma süreleri kısaltılmalı ve dinlenme süreleri uzatılmalıdır.
-Covit-19 salgını nedeniyle yaşamını yitiren çalışanlara ölümlerinin işe bağlı olduğunun kanıtlanması durumunda tazminat ödemeleri gerçekleştirilmelidir.
Tüm dünyada ve ülkemizde, işe bağlı nedenlerle yaşamlarını yitiren tüm işçileri sonsuz saygı anıyoruz.
Tez-Koop-İş Sendikası Genel Başkanı
Haydar Özdemiroğlu