12 Eylül 1980 Askeri Darbesi: Cumhuriyet Tarihinin Kanlı ve Kirli Günü…
Ülkemiz tarihinde önemli bir gün olan 12 Eylül 1980 askeri darbesi, demokratik hak ve özgürlüklerin ortadan kaldırıldığı bir gün olması yanında, ekonomik, sosyal ve siyasal yaşamda yeni bir dönemin açılmasına da yol açtı.
Genelkurmay Başkanı ile 4 kuvvet komutanından oluşan ve adına Milli Güvenlik Konseyi veren askeri cunta, 12 Eylül 1980 sabahı tüm ülkede sokağa çıkma yasağı ile birlikte Meclis ve Cumhuriyet Senatosundan oluşan Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni, tüm siyasal partileri, sendikaları ve dernekleri kapattı; Başbakan Süleyman Demirel ile ana muhalefet partisi CHP’nin Genel Başkanı Bülent Ecevit ve birçok siyasi lideri gözetim altına aldı, tutuklattı.
Demokratik hak ve özgürlükleri tanımayan Askeri Cunta bir yandan yaygın gözaltılar, tutuklamalar yaparken diğer taraftan sosyal ve ekonomik yaşama da büyük yasaklar getirdi. İlk günden başlayarak grevler zorla kaldırıldı ve onbinlerce işçi işten çıkartıldı, toplu iş sözleşme görüşmeleri askıya alındı, kıdem tazminatı hakkına sınırlama getirildi, ücret ve sosyal hak ödemeleri kısıtlandı, yayınlar toplatıldı, yakıldı, yasaklandı; çok sayıda gazete belirli sürelerle yayından men edildi, yüzlerce gazeteci ve yayın yöneticisi tutuklu-tutuksuz yargılandı; yüzbinlerce insan gözaltına alındı; gözaltına alınan ve tutuklananlar günlerce ve hatta aylarca ağır işkencelerden geçirildi, birçoğu sakatlandı ve 49 kişi idam edildi. Özellikle Ankara Mamak, İstanbul Hasdal ve Diyarbakır Hapishaneleri başta olmak üzere tüm tutukevleri insanlık dışı uygulamaların merkezleri durumuna getirildi.
12 Eylül Askeri Cuntası kendi oluşturduğu düzmece “Danışma Meclisi” aracılığıyla hazırlattığı Anayasayı 1982 yılında demokratik yorum, değerlendirme ve tepkilere olanak tanınmaksızın ve hiçbir farklı görüşün tanıtımına izin vermeden zorla kabul ettirdi.
1982 Anayasası ile oluşan siyasal sistem ve hukuksal düzenlemelerin önemli bölümü günümüze kadar taşındı. 12 Eylül 2010 tarihinde gerçekleştirilen Anayasa oylamasıyla 12 Eylül 1980 cuntacılarına yargı yolunun açılması bu durumu değiştirmedi.
12 Eylül Askeri Darbesi’nin 40. yılında, askeri olsun ya da olmasın, demokrasi ve kurumlarını ortadan kaldıran tüm darbeleri kınıyor; demokrasinin ve sosyal dayanışmanın tüm ülkemizde güçlenmesi, hukukun üstünlüğü ve insan haklarının yaşamın her alanında etkin olması için her türlü özveriyi toplumsal bir sorumluluk olarak görüyoruz.
Tez-Koop-İş Sendikası
Genel Yönetim Kurulu