Haberler

7 Ekim Dünya İnsana Yakışır İş Günü

Tez-Koop-İş Sendikası Genel Başkanı Haydar Özdemiroğlu’nun basına ve kamuoyuna açıklaması

Tüm dünya ülkelerinin Covid-19 pandemisi tehditi altında bulunduğu günümüzde, temel insan haklarının ne kadar önemli olduğu, çok daha etkili biçimde ortaya çıkmıştır.

İnsana yakışır iş, tüm çalışanların yaşam ve çalışma koşullarının yükseltildiği, geleceğinin güvence altında tutulduğu; örgütlenme hakkının kısıtlanmadığı; söz, temsil ve demokratik eylem hakkına saygı duyulduğu; cinsiyet, ırk, renk veya toplumsal köken, kalıtımsal özellik, dil, din veya inanç, siyasal veya herhangi bir görüş, bir ulusal azınlığın üyesi olma, bireysel özellik, engellilik, yaş veya cinsel yönelim gibi nedenlerle ayrımcılığa uğranmadığı, açık ya da gizli şiddetle karşılaşmadığı kısaca insana özgü farklılıkları nedeniyle dışlanmanın bulunmadığı koşullarda sürdürülen çalışmadır.

Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO)‘ne göre insana yakışır iş, yaşam standartlarının yükseltilmesine ilişkin basit bir göstergeler topluluğu değil, sürdürülebilir bir yaşamın temel amacı olmalıdır.

Ekonomik ve sosyal haklar konusunda büyük sorunların yaşandığı ülkemizde, çalışma yaşamının sorunları her geçen gün daha da artmakta, karmaşıklaşmaktadır.

– 84 milyona ulaşan nüfusumuzun yaklaşık 1 milyon 125 bini sosyal güvenlik kapsamı dışındadır.  

– İşsizlik tüm toplumun geleceğini tehdit eden bir olgudur. Geniş tanımlı işsiz sayısı 8 milyon 500 bine ulaşmıştır. Kadınların, gençlerin ve engellilerin çalışma yaşamına katılımı düşüktür. İşsizlik Sigortası Fonu’ndan yararlanma koşulları ağır ve sorunludur.

– 50 ve daha az büyüklükte işyerinde çalıştırılan tarım ve orman işçileri İş Yasası kapsamı dışındadır.  Bunun anlamı tarımsal alanda çalışan işçilerin yaklaşık yüzde 95’inin İş Yasası kapsamında olmadığıdır.

– Asgari ücret ekonomik krizin boyutları nedeniyle artık ortalama ücret durumuna gelmiştir.

– Sendikalaşma oranları düşüktür;  milyonlarca işçi toplu iş sözleşmesi haklarından yararlanamamaktadır. İmzalanan birçok toplu iş sözleşmesi, farklı gerekçelerle tam olarak uygulanmamakta ya da eksik ve sorunlu biçimde uygulanmaktadır.

– İş güvencesi hakkı ancak 30 ve daha fazla işçinin çalıştığı, 6 ay ve daha fazla çalışma yapılması durumunda geçerli olan bir haktır.

– Demokratik bir hak olan grev, yasaklarla zincirlenmiştir; birçok sektör ve işyerinde grev yapılması yasaktır.

– Enflasyon oranların hızla tırmandığı koşullarda yoksullaşma artmakta, gelir dağılım hızla bozulmaktadır.

– Türkiye, Gözden Geçirilmiş Avrupa Sosyal Şartı’nın Örgütlenme Hakkı; Toplu Pazarlık Hakkı; Çalışma Koşullarının ve Çalışma Ortamının Düzenlenmesine ve İyileştirilmesine Katılma Hakkı; Yaşlıların Sosyal Korunma Hakkı başlıklı maddelerinin tümüne ve birçok maddenin de önemli hükümlerine hala çekince koymayı sürdürmekte; günümüzde çalışma ve sosyal yaşam için son derece önemli Uluslararası Çalışma Örgütü Sözleşmelerini onaylamamaktadır.

Sendikalar bu ekonomik ve toplumsal olumsuzlukların ortadan kaldırılması yönünde duyarlı davranmak, güç ve eylem birliği oluşturmak, insan onuruna yakışır iş koşullarını sağlamak için mücadele etmek zorundadır. Çünkü bu yönde mücadele sürdürmek, sendikaların toplumsal ve tarihsel görevidir; gerçek ve ertelenemez sorumluluğudur.




İlgili Makaleler

Başa dön tuşu