Dosya: Bizim Mayıslar…
Mayıs ayı önemli günlerin toplandığı, tarihsel belleğimizi canlandıran bir ay. Hele de bu yıl… Dünyayı değiştiren 1968 Hareketinin 50. Yıldönümü bu yıl. 68 Hareketi’nin sembolik kesiti 68 Mayıs’ında Paris’te yaşanan büyük öğrenci hareketleri malum: Özgürlük, barış ve demokrasi için ayaklanan koca bir gençlik. Ama ardından gelen devasa grev dalgasını da eklemek gerek. Yalnızca bir sembol elbette Paris, herkesin ayrı bir 68’i var. Mesela bizim 68’imiz de müthişti. Bir yanda idealist, devrimci gençler kamusal, özerk üniversite, tam bağımsız Türkiye talepleriyle okulları işgal ediyor, sokaklarda yürüyorlar, ABD emperyalizmini protesto ediyorlardı; öte yanda işçiler kendi iradelerine uygun sendika seçmek, sömürüye son vermek için fabrikaları işgal ediyor, grevler, direnişlerle işçi sınıfının gücünü ortaya koyuyorlardı.
Düzenin değişmesini isteyenlere karşı egemenler ellerinden gelen her şeyi yaparak onları durdurmaya, bastırmaya çalıştılar. Sendikaları etkisiz kılmaktan, gençleri tutuklamaya kadar… ve yetmediği yerde de darbe yaptılar 12 Mart’ta. Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Arslan egemenleri en korkutanlardı ve idam edildiler 6 Mayıs 1972’de. Mayıs’a acı düştü, öfke düştü. Deniz ve arkadaşı gençlerin sıkıca sarıldıkları tam bağımsız Türkiye idealinin başlangıcını sembolize eden bir gün de vardı ve o da Mayıs’taydı: 19 Mayıs 1919. Mustafa Kemal’in Samsun’a çıkarak başlattığı ulusal kurtuluş mücadelesinin başlangıcı olarak kabul edilen ve uzun yıllardır bayram olarak kutlanan o gün. Bu bayram aynı zamanda gençliğin bayramı; Cumhuriyet’in emanet edildiği gençliğin.
Deniz’ler 1968’de gerçekleştirdikleri “Tam Bağımsız Türkiye İçin Mustafa Kemal Yürüyüşü”nü Samsun’dan başlatmışlardı bu nedenle. Amaçları “Amerikan emperyalizmine, feodalizme, işbirlikçi sermaye çevrelerine karşı bir mücadele, gerçek demokrasi için bir mücadele” yürütmekti. Aynı Deniz ve arkadaşları başka yürüyüşlere de katılmışlardı ama: 1966’da Çorum’dan İstanbul’a işten atılmalarını protesto etmek için yürüyen belediye işçilerinin de yanında yer almışlardı. İlk kez o zaman gözaltına alınmıştı Deniz.
68’li gençler kaderlerini işçilerle birleştirmişlerdi. İşçilerinse kaderlerini ellerine almak için tek yolu oldu bugüne dek: dayanışmak ve mücadele etmek. İşte 1 Mayıs da bunun sembolüdür tüm dünyada. Taa 1800’lü yılların sonlarında beri, neredeyse 150 yıldır dünya işçi sınıfı 1 Mayıs’larda birlik, mücadele ve dayanışma içinde olduğunu, olması gerektiğini gösterir meydanlarda. 13 Mayıs 2014’te Soma’da yaşanan madenci katliamı ise bize işçi sınıfının mücadelesinin ne denli yaşamsal olduğunu gösterdi bir kez daha. 301 kardeşimiz sermayenin maliyet hesaplarının, sömürü çarklarının kurbanı oldu. Mayıs’a acı düştü bir kez daha.
Biz hem acılarıyla, hem dersleriyle hem de bayramlarıyla Mayıs’ı sahipleniyoruz. Mayıs’ta çıkan bir dergi olarak tüm Mayıslarımıza ilişkin bilgi vermeye, birkaç satırla da olsa anmaya, anlatmaya çalışıyoruz.
Dosyanın İçeriği:
Gelenekten geleceğe 1 Mayıs
Dünya’da ve Türkiye’de 1968 Gençlik Hareketi ve İşçiler
“Tam Bağımsız Türkiye İçin Mustafa Kemal Yürüyüşü”ne katılan Devrimci Öğrenci Birliği üyelerinin tuttuğu günlükten…
Osmanlı İdman Bayramı’ndan Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’na
Sınıfsal ve kolektif bir cinayet olarak Soma