Gelenekten geleceğe 1 Mayıs
1 Mayıs 19. yüzyılın ikinci yarısında sekiz saatlik iş günü mücadelesi içinde doğdu, daha sonra uluslararası planda işçilerin dayanışma günü, emeğin bayramı olarak kutlandı. 1 Mayıs vahşi kapitalizme karşı daha insanca çalışma ve yaşama talebinin, sosyal adalet mücadelesinin ve dayanışmanın simgesi oldu. Zaman zaman içeriğinden uzak yaklaşımlarla, devlet törenleriyle de kutlandığı oldu. Çalışanların sorunlarının daha ağır olduğu ülkelerde daha gergin kutlamalar gündeme geldi, egemen sınıfların şiddete başvurarak engellediği kutlamalar yaşandı. Batı ülkelerinde zaman zaman şenliklerle ya da cılız gösterilerle kutlandı. Ama 130 yılı aşkın bir süredir sendikalar, işçiler, emek yanlısı partiler 1 Mayısı kutlamaya ve önemli gördükleri siyasal/sosyal talepleri dile getirmeye devam ettiler. Bugün yeryüzünde 1 Mayıs günü gösteri yapılmayan pek az ülke kaldı.
Sekiz Saatlik İş Günü Hareketi
1850’li yıllarda ABD ve İngiltere’de günlük çalışma süresini 10 saate indiren yasalar kabul edildi. Ancak işçiler 24 saat olan günün 8 saatini çalışmak, 8 saatini uyumak, 8 saatini de dinlenerek ve eğlenerek geçirmek istiyorlardı. 1860’lı yıllarda ABD’de günlük çalışma süresini 8 saate indirmeyi amaçlayan örgütlenmelere gidildi, dernekler kuruldu ve grevler, gösteriler yapıldı. Düşük ücrete ve uzun iş gününe karşı sürdürülen bu mücadele, 1. Enternasyonal’in 1866 yılında toplanan kongresinde yasal çalışma süresinin 8 saat olması talebinin kabul edilmesiyle uluslararası bir boyut kazandı. 8 saatlik işgünü mücadelesi 1880’lerde ivme kazanmaya başladı. 1884-1886 yılları arasında ABD’de, Japonya’da, Fransa’da, Rusya’da 8 saatlik iş günü talebiyle grevler yapıldı.
1884’te ABD’de örgütlü iki işçi sendikasından biri olan Örgütlü Meslekler Federasyonu 8 saatlik işgünü talebiyle 1 Mayıs 1886 tarihinde ülke çapında grevler ve gösteriler düzenleme kararı aldı. 1 Mayıs 1886 günü ABD’de 10’dan fazla kentte 350 bin dolayında işçinin katıldığı gösteriler yapıldı. Chicago’daki 1 Mayıs gösterilerine ise 80 bin kişi katıldı. Ülke tarihinin o güne değin en büyük işçi gösterisi Chicago 1 Mayıs 1886 gösterisi olmuştu. 3 Mayıs 1886 günü Chicago’da Kurulu International Mc Cormick Harvester Fabrikası’nda Şubat ayından beri süren grevi işveren grev kırıcıları kullanarak kırmak istedi. Grevci işçiler, grev kırıcıları fabrikaya sokmak istemedi. Grevcilerin üzerine polis tarafından açılan ateş sonucunda 4 işçi öldü. Olayları protesto etmek için 4 Mayıs 1886 günü Chicago Samanpazarı Meydanı’nda bir protesto gösterisi düzenlendi. Olaysız biçimde süren gösteri polis tarafından dağıtılmak istenirken kimin tarafından atıldığı bugün bile hâlâ belirlenemeyen bir bomba, polis şefinin ölmesine ve çok sayıda polisin yaralanmasına yol açtı. Bu sırada polisin göstericiler üzerine açtığı ateş neticesinde ise yaklaşık 10 kişi öldü 50 kişi ise yaralandı . Atılan bomba bahane edilerek 8 sendikacı tutuklandı. Yapılan yargılamada tutuklanan sendikacıların polislere atılan bomba ile bağlantılı olduklarına dair ne bir kanıt, ne de bir şahit bulunabildi. Ancak yaratılan işçi ve sendika düşmanı hava nedeniyle jüri zanlıları suçlu kabul etti. 8 sendikacının 4’ü, George Engel, Adolph Fischer, Albert Parsons ve August Spies 11 Kasım 1887 tarihinde idam edildiler. İdamların üzerinden altı yıl geçtikten sonra hapiste bulunan üç sendikacı eyalet valisi tarafından 1893 yılında koşulsuz olarak affedildi. 4 Mayıs 1886’da Samanpazarı’ndaki gösteriye ateş açma emrini veren polis şefleri görevi kötüye kullanmaktan dolayı 1889 yılında meslekten ihraç edildiler. 1 Mayıs ile ilgili pek çok kaynak Chicago Samanpazarı olaylarını 1 Mayıs geleneğinin doğuşu olarak kabul etmektedir. Oysa görüldüğü gibi Chicago Samanpazarı olaylarının doğrudan 1 Mayıs ile bağlantısı yoktur. 1 Mayıs gösterileri bu olayların gölgesinde kalmıştır. Ve takip eden yıllarda alınan 1 Mayıs kararları 8 saatlik iş günü mücadelesi doğrultusunda alınmıştır.
1 Mayıs’ın Gelenekselleşmesi
Amerikan Emek Federasyonu (AFL) 1888 Aralık ayında yaptığı kongrede 8 saatlik işgünü için bir kampanya başlatma kararı aldı. Kampanya 1 Mayıs 1890’da bir genel grevle tamamlanacaktı. Ancak bu kampanya istenen sonucu vermedi. Temmuz 1889’da Paris’te toplanan 2. Enternasyonal Kongresi, Amerikan Emek Federasyonunun kararına atıfta bulunularak 8 saatlik işgünü için 1 Mayıs 1890’da bütün dünyada 8 saatlik işgünü için uluslararası gösteriler düzenlenmesi kararını benimsedi. İkinci Enternasyonalin çağrısı üzerine yapılan 1 Mayıs 1890 gösterileri görkemli oldu. Londra’daki 1 Mayıs gösterisine yarım milyon işçi katıldı.
1 Mayıs daha sonraki yıllarda da işçi sınıfının 8 saatlik iş günü için eylem günü olmaya devam etti. Ancak 1 Mayıs gösterileri egemen çevreler için bir huzursuzluk ve tedirginlik kaynağı olmaya devam etti. 1892 1 Mayıs’ında pek çok yerde gösteri düzenlenmesine izin verilmedi. 1893 gösterileri Avrupa’nın pek çok kentinde yapıldı. New York Times, 1893 gösterilerini, “Herkes sekiz saatlik iş günü istiyor, Avrupa çapında büyük gösteri” başlığı ile veriyordu. 2. Dünya Savaşını sona erdiren Versailles Barış Antlaşmasının (1919) 427. maddesi ile benimsenen dokuz temel ilkenin arasında, “sekiz saatlik işgünü ve 48 saatlik çalışma ve en az 24 saatlik haftalık tatilin uygulanması, bu tatilin olabilen her yerde Pazar günü olması” hedefleri de yer aldı. Böylece işçi hareketinin uzun on yılları kapsayan mücadelesi ilk önemli sonucunu vermişti. 1 Mayıs, 8 saatlik iş günü hedefine varılmasından sonra da işçi sınıfının uluslararası bayramı olarak kutlanmaya ve işçilerin taleplerini kitlesel olarak dile getirdikleri bir gün olarak önemini korumaya devam etti.