1 Eylül Dünya Barış Günü: Savaşsız, Silahsız ve Çatışmasız Bir Dünya… Barışın, Özgür Yaşamın Egemen Olduğu Bir Dünya…
Küresel düzeyde her geçen yıl yeni boyutlar kazanan sıcak savaşlar, bugün özellikle Ortadoğu bölgesi başta olmak üzere Afrika ve Asya kıtasında yeni katılımlarla, yeni çatışmalarla onlarca ülkeyi ve milyonca insanı doğrudan etkiliyor.
Günümüzde boyutları, içeriği, hedefi ve genel niteliği büyük farklılıklar gösteren savaşların oluşma nedenleri ile sonuçları ise değişmiyor; milyonlar doğdukları topraklarından sürülüyor, mülteci yaşamına zorlanıyor, yaralanıyor, ölüyor…
Savaş kimi zaman aynı ülkenin insanlarının birbirlerini yok etme girişimi ya da ülkeden ülkeye askeri birliklerin veya orduların silahlı çatışmaları biçiminde yürütülürken, kimi zaman da terör saldırısı biçiminde farklı görünümler kazandırılarak sürdürülüyor.
Niteliği ne olursa olsun, savaşlar politikaların silah ve şiddet araçlarıyla sürdürülmesidir ve oluşum nedenlerinin arkasında ekonomik çıkarlarla egemenliğin kan, kin ve şiddet aracılığıyla gerçekleştirilmesi bulunmaktadır.
Savaş ya da savaş tehlikesi, birçok insanın sandığının tersine, yalnızca savaşın bulunduğu bölgeyi ve ülkeyi ilgilendiren bir olgu değildir. Bir başka anlatımla yalnızca silah sesleriyle yaşamak durumunda kalanların etkilendiği bir gerçeklik değildir. Dünyanın neresinde yaşanırsa yaşansın savaşların yankısı er ya da geç, her ülkeyi, her toplumu ve insanı mutlaka etkileyecek bir güce sahiptir.
İşte bu nedenle savaş, şiddet, terör, çatışma nerede olursa olsun, kayıtsız kalınamayacak nitelikte küresel bir olgudur. Çünkü herhangi bir ülkede veya bölgede gerçekleşen bir savaş; zincirleme bir etkiyle çok uzaklarda, o ülkenin adını bile bilmeyen başka bir ülkede yaşayan insanları da etkileme gücüne sahip ekonomik, toplumsal ve politik bir olgudur.
Ortadoğu‘da özellikle Suriye ve Irak‘ta yıllardır süren kanlı çatışmalar milyonlarca insanın yaşamını acı biçimde etkilemektedir. Milyonlarca insan, mülteci yaşamını sürdürürken, Türkiye sıcak savaşın içine doğru itilmekte, binlerce yıldır birlikte yaşayan halklar birbirine düşmanlaştırılmak, kırdırılmak istenmektedir.
Bugün ülkemizde barışı savunmak, barış duygusunu canlı ve güçlü kılmak, bunun için el ele vermek her insanın, her toplumsal kesimin önceliğini oluşturmalıdır. Çünkü barış duygusunu yitirmek, insanlık duygusunu ve sevgini yitirmek demektir. Bu duyarlılık, savaşlarla kuşatılmış bir bölgenin içinde bulunan ülkemiz insanları açısından son derece önemlidir ve yaşamsal değerdedir.
1 Eylül Dünya Barış Günü‘nde bir kez daha barış için, güvenlik için, haykırıyoruz; tüm dünyada ve bölgemizde savaşların, çatışmaların, şiddetin ve terörün son bulmasını istiyoruz.
Hoşgörü istiyoruz, kardeşlik istiyoruz…
Barışın, özgürlüğün ve demokrasinin kök saldığı bir dünya istiyoruz…
Tez–Koop–İş Sendikası
Genel Yönetim Kurulu