12 Haziran Uluslararası Çocuk İşçiliği ile Mücadele Günü
Çalışma yaşamının en can alıcı sorunlarının başında çocuk işçiler yer almaktadır. Özellikle kapitalizmin geçerli üretim tarzı olmasından bu yana geçen yaklaşık 250 yılda belki de sömürülmeleri en çok can yakan kesimdir çocuklar.
Teknoloji geliştikçe, dünya çağdaşlaştıkça ortadan kalkması beklenen çocuk işçiliği ne yazık ki varlığını hala sürdürmektedir. Özellikle bir buçuk yıla varan geçmişiyle Covid-19 pandemisinden yine en çok etkilenenlerin çocuklar olduğunu söylemek abartı olmayacaktır. İşsizliğin arttığı ve yoksulluğun gittikçe derinleştiği salgın koşullarında, çocukların payına yine işçilik düştüğü ILO ve UNICEF gibi uluslararası örgütlerin raporlarına yansımıştır.
ILO ve UNICEF’in yayımladığı rapora göre 2020 yılında yaklaşık 160 milyon çocuğun işçi olduğu ve bunların da 79 milyonunun ağır ve tehlikeli işlerde çalıştığı tahmin edilmektedir. Türkiye’de ise TÜİK verilerine göre 2019 yılında 720 bin çocuk işçi bulunmaktaydı. Bu sayının pandemi ile daha da artmış olma olasılığı çok yüksektir.
Uluslararası raporlarda ne yazık ki çocuk işçiliğinin nedenleri olarak yoksulluk, işsizlik, gelir dağılımı adaletsizliği, olanaklardan daha fazla çocuk yapma eğilimi, yetersiz sosyal koruma vb. gösterilmektedir. Ancak bu olumsuz koşulları yaratan temel unsurun küresel kapitalist üretim ve mülkiyet ilişkilerinin olduğu unutulmamalıdır.
Bu nedenle özellikle belirtmek istiyoruz:
– Çocuk işçiliği sınıfsal bir sorundur.
– Çocuk işçiliğini yok etme mücadelesi yalnızca sonuçlar üzerinden değil nedenler üzerinde de yapılmalıdır.
– Çocuk işçiliğini yok etme mücadelesi kapsayıcı ve bütünsel ekonomik ve sosyal politikalarla yürütülmelidir.
Çocuklar atölyelerde değil, parkta olsun!
Çocuklar tarlada ve sokakta değil, okulda olsun!