Tez-Koop-İş Kadın Sayı 3

24 Haziran 2018 Cumhurbaşkanlığı ve Genel seçimleri: Türkiye, Kadınlar ve Gelecek…

Türkiye’nin yüzde 52’si 24 Haziran’da “devam” dedi. Mevcut iktidar ve parti lideri yeniden çoğunluğun tercihi oldu. Muhalefet ise parlamentoda yer almasına rağmen belirleyici bir özne olmaktan çok uzak. Bu yüzden iktidarın özgürlükleri kısıtlayıcı istikrarlı eğilimi devam edecek gibi görünüyor. Diğer yandan, ekonomik istikrarsızlık da her kesimden insanın yaşamını zorlaştırıyor; en çok da emek piyasasında ücret miktarı ve güvencesizlik açısından en alt sırada yer alan kadınların…

Yeni sistemle birlikte 26 olan bakanlık sayısı 16’ya düşürüldü. Kapatılan bakanlıklardan biri de Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı oldu. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile birleştirilecek olan bakanlığın yeni adı Çalışma, Sosyal Hizmetler ve Aile Bakanlığı olarak değiştirildi. Kadınlar “Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı” yerine bir “Kadın Bakanlığı” talep ederken bu taleplerinin karşılıksız kalmasını tepkiyle karşılıyorlar.

Devlet başkanına KHK çıkarma yetkisinin tanındığı bu yeni dönemde, KHK çıkarma yetkisi aslında aileden sanata spora, ormanlardan kıyılardan yararlanmaya, çalışma hayatının düzenlenmesinden sosyal güvenlik hakkına kadar toplumsal yaşamı ilgilendiren hemen hemen tüm konuları içeriyor. Bu yeni dönemde kadınları da oldukça zor bir dönem bekliyor.

Son 16 yılda işten çıkarmalarla, grev yasaklamalarıyla, sendikasızlaştırmayla emeğin hakları budandı, çalışma yaşamı tümden güvencesiz hale getirildi. Özelleştirmelerle kayıt dışı, esnek ve güvencesiz çalışmayla, yoksullukla, artan işsizlik ve iş cinayetleriyle bir yıkım programı uygulandı. Bu yıkım programı en çok kadın işçilerin emeğinin ucuz işgücü olarak sınırsız sömürülmesine, kamunun üstlenmesi gereken bakım hizmetlerinin kadınlara yüklenmesine ve kadınların çalışma yaşamının dışına itilmesine neden oldu.

Kadın işsizliği her geçen gün artmaya devam ediyor. Haziran 2018 TÜİK verilerine göre kadın işsizliği yüzde 12,9 olarak açıklanırken, kentsel kadın işsizliği ve genç kadın işsizliği yüksek oranda seyrediyor. Genç kadın işsizliği yüzde 22,7, kentsel kadın işsizliği ise yüzde 26,2. Kadın işsizliği sorununun çözümü için kadın istihdamının artırılması yönünde kalıcı politikalar ne yazık ki önerilmedi. Her şeyden önce kadın işsizliğinin azaltılması için işgücü piyasalarındaki cinsiyetçi uygulamalara son verilmeli, ev içi bakım hizmetleri devletin gereken nitelikli, yaygın ve ücretsiz bakım hizmetlerini sağlaması ile kadının üzerinden alınmalıdır.

Nasıl Yapmalı?

Her şeyde önce çoğunlukçu değil çoğulcu bir demokrasi anlayışından yana tavır almak gerekiyor. Çoğunluğun kendi değerlerine ve aklına göre yasa yaptığı-uyguladığı, yargıyı şekillendirdiği bir düzende, yok sayılan fikirlerle uzlaşma ya da müzakere yöntemiyle bir arada yaşamak mümkün olamaz. Çünkü bu yöntemler çoğunluğun kendini dayatmasından başka bir işe yaramaz. Bunu kadınlar adına verilen kararların, çıkartılan yasaların günlük hayata yansımalarından da anlıyoruz aslında. Kadına şiddet haberlerinde ceza indirimleriyle serbest bırakılan suçluları sıkça görüyoruz mesela. Gücü elinde tutan zihniyetin; yani erkekliğin hegemonyası altındayız. Buna “dur” demek için tek seçeneğin sandık olmadığının da farkındayız. İşyerlerimizde, evde ve sokakta bir arada durup sesimizi yükseltmemiz gerekiyor. Tüm yerellerde güçlü denetim mekanizmalarını kurup harekete geçirmek, yukarıdan gelen tehditlere karşı bizi daha güvenli konumda tutar. Nasıl yaşayacağımıza kendimiz karar vermek için adım atmalıyız. Bunun yolu ise güçlü bir örgütlülükten geçiyor. Bize sorulmadan yukarıdan oluşturulan kurallara karşı, yerelden örerek demokrasi mekanizmaları oluşturmalı ve bu mekanizmaların kullanımına aktif olarak katılmalıyız.

Dergimiz yayıma hazırlandığı sırada, yeni bakanlar kurulunun açıklanmasını takiben Devlet Tiyatroları’nın özerklik kanunundan Asgari Ücret Belirleme Komisyonu’na kadar sayısız düzenlemenin Cumhurbaşkanlığı’na devredildiği, tüm bakanlıkların isimleriyle aynı ismi taşıyan çalışma komisyonlarının yine Cumhurbaşkanlığı bünyesinde oluşturulduğu haberleri akmaya başladı. Mevcut başkanlık sistemindeki bakanların parlementer sistemdeki bakanlar ile uzaktan yakından pek ilgisi olmadığını da yakında göreceğiz.

Belki ironik ama bu yaz ayları, örgütlenmek için en güzel mevsim, öyle değil mi?…




İlgili Makaleler

Başa dön tuşu