3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü: Demokrasinin temel ön koşulu basın özgürlüğüdür
Türkiye’de basın özgürlüğü açısından kaygı verici bir dönemden geçiyoruz. Basının tamamı tek ses haline getirilirken sansür ile yazılı, sözel ve görsel basına yönelik baskılar sınır tanımaz ölçülerde sürdürülmektedir. Pek çok gazeteci yargılanmakta, gözaltına alınmakta ve tutuklanmaktadır. Çok sayıda medya organı yayın yasakları, kapatmalar ve yargı süreçleri ile baskı altında tutulmakta, toplumun doğru ve objektif haber alma özgürlüğü ciddi şekilde kısıtlanmaktadır. Demokratik bir toplumda basın özgürlüğü için en önemli tehlike ve tehditlerden biri olan kartelleşme hız kazanmıştır. İnternet ve mobil iletişim üzerinde sağlanan baskı ve kısıtlamalar ise yurttaşların özgürlük alanlarını daha da darlaştırmıştır.
Demokratik bir toplumun en önemli unsurlarından biri yurttaşların doğru ve objektif haberlere erişebilmesidir. Basın özgürlüğünün olmadığı, daha genel anlatımla medya araçlarının söz, düşünce ve anlatımlarına kısıtlamalar getirildiği ülkeler, demokrasinin olmadığı ya da demokrasinin birçok temel özelliğini yitirdiği, insanların baskı ve zorbalıkla yönetildiği ülkelerdir.
Demokrasi ve insan hakları yönünden ülkemizin en önemli sorunlarının başında basın özgürlüğünün geldiği tartışılmaz bir gerçektir.
3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü’nde basına yönelik dolaylı ve dolaysız tüm yasakların kaldırılması gerektiğini bir kez daha vurgulamayı demokratik bir görev sayıyoruz.
Tez-Koop-İş Sendikası
Genel Yönetim Kurulu