“Baskı ve Tehditlere Vereceğiniz En Güçlü ve Onurlu Cevap, Tez-Koop-İş Sendikasındaki Üyeliğinizi Korumaktır.”
1985 yılından günümüze 35 yıldır Gençlik ve Spor Bakanlığı Spor Genel Müdürlüğü ve bağlı işyerlerinde çalışan işçilere ekonomik ve sosyal haklarla iş ve sendikal güvenceler getiren toplu iş sözleşmeleri imzalayan sendikamız üyelerine sistematik baskılar uygulanmaya başlanmıştır.
Türkiye’nin tüm illerinde bulunan Gençlik ve Spor Bakanlığı Spor Genel Müdürlüğü işyerlerinde çalışan işçilerin sendikamızdan istifa edilmesi için yerel sorumlular tarafından Gençlik ve Spor Bakanı Dr. Mehmet Muharrem Kasapoğlu’nun adı kullanılarak “Bakanın emir ve talimatları bulunduğu” söylenmekte ve sendikamızdan istifaya zorlanmakta, işçilerin Hak-İş’e bağlı Öz Büro-İş’e üye olmaları istenerek üye olmayanlar için işten çıkarılmak da dahil “gerekenin mutlaka yapılacağı” belirtilmektedir.
Bu söylem ve uygulamalar tartışmasız biçimde yasa dışıdır, baskıdır ve temel hak ve özgürlüklere aykırıdır.
Bu baskıları, yasa dışı yönlendirmeleri şiddetle protesto ediyor ve açıkça kınıyoruz.
1 Kasım 2020 tarihinde toplu iş sözleşmesi yetki başvurusuna yönelik olarak gerçekleştirilen tüm bu baskılar, Anayasamızın ve yasalarımızın sendikal hakları tanımlayan hükümlerine, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’ne, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne karşı olduğu gibi Uluslararası Çalışma Örgütü’nün ülkemiz tarafından da imzalanan ve sendikal özgürleri güvence altında tutan 87 ve 98 sayılı sözleşmelerine de tümüyle aykırıdır.
Çünkü Anayasamıza, yasalara ve uluslararası sözleşmelere göre sendikalara üye olmak yasaların güvencesi altındadır. Bu güvencenin oluşturulmasında ve sürdürülmesinde, kamu makamları, kamu görevlileri hiçbir biçimde engelleyici olamayacağı gibi bir sendikadan başka sendikaya geçişte dolaylı ya da dolaysız biçimde zorlayıcı olamazlar ya da sendikasızlaştırma için baskı oluşturamazlar.
Burada unutulmaması gereken ana nokta, Gençlik ve Spor Bakanlığı Spor Genel Müdürlüğünün kuruluş kanununda belirtilen ana görevi, başta yurttaşların ve gençlerin fizik, moral güç ve yeteneklerini sağlayan beden eğitimi, oyun, jimnastik ve spor etkinliklerini sevk ve idare etmek; beden eğitimi ve spor faaliyetleri için gerekli olan saha, tesis ve malzemeleri yapmak, yaptırmak, işletmek ve bu tesisleri yurttaşların istifadesine sunmak ve sporla ilgili etkinlikleri yasaların belirlediği sınırlarda yaşama geçirmektir. Burada çalışan genel ve yerel kamu yetkililerinin asıl görevi, kurumda çalışan işçilerin hak ve özgürlüklerini sınırlandırmak ve engellemek, sendikal haklarını ve üyeliklerini değiştirmeye, bozmaya yönelik zorlamalarda bulunmak değildir. Ve yine onların görevi yılların saygı bir kamu kurumu olan Spor Genel Müdürlüğünü kamuoyunda küçük düşürmek olamaz ve olmamalıdır.
Türk Ceza Kanununun 118. Maddesi sendika üyeliği hakkının engellenmesine karşı açık yaptırımlar getirmiştir. Söz konusu Kanunun ilgili maddesi aynen şöyledir:
“Bir kimseye karşı bir sendikaya üye olmaya veya olmamaya, sendikanın faaliyetlerine katılmaya veya katılmamaya, sendikadan veya sendika yönetimindeki görevinden ayrılmaya zorlamak amacıyla, cebir veya tehdit kullanan kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Cebir veya tehdit kullanılarak ya da hukuka aykırı başka bir davranışla bir sendikanın faaliyetlerinin engellenmesi halinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.”
Tüm bu gerçeklere bağlı olarak bir kez daha özellikle vurgulamak istiyoruz.
Görevi, yetkisi, statüsü ve bulunduğu konumu ne olursa olsun hiç kimse baskı ve zorbalıkla üyelerimizi sendikamızdan istifa ettirme hakkına sahip değildir ve olamaz.
Sendikamız, Spor Genel Müdürlüğü işyerlerinde bulunan üyelerimizin baskıyla istifa ettirilmesi konusunu bir yandan acil olarak Konfederasyonumuz Türk-İş ile paylaşırken aynı zamanda 20 milyon üyeli uluslararası üst kuruluşumuz Küresel Sendikalar Birliği (UNI) ile paylaşmış, uluslararası düzeyde etkin bir dayanışmanın oluşturulması için girişimlere başlamıştır.
Kurulduğu 1962 yılında bugüne 58 yıldır büro, eğitim, ticaret ve güzel sanatlar işkolunun en büyük sendikal örgütü Tez-Koop-İş, baskılara, yıldırmalara ve zorbalıklara boyun eğmeyecek, yasalardan aldığı güçle sarı sendikacılığa ve bulundukları konumunun değerini ve anlamını bilmeyen işyeri yetkililerine karşı mücadelesini her ortamda ve koşulda kararlılıkla sürdürmeye devam edecektir.
İmzaladıkları toplu iş sözleşmeleriyle kazanılmış hakları geriye götüren, Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun zorunlu kıldığı üye çoğunluğuna sahip olmadıkları için işkolu barajı altında kalacak olan ve bu nedenle toplu iş sözleşmesi hakkına sahip olmayan; örgüt içi kavgaları nedeniyle her an kayyum atanabilecek olan Öz Büro-İş adlı tüzel kişiliğe Gençlik ve Spor Bakanlığı Spor Genel Müdürlüğü işçilerinin tüm yasa dışı baskılara rağmen geçit vermeyeceğine güveniyor ve inanıyoruz.
Uygulanan tehdit, zorlama ve baskılar yasa dışıdır, demokrasiye ve insan haklarına aykırıdır.
1985 yılından günümüze 35 yıldır toplu iş sözleşmesi imzalayan Tez-Koop-İş Sendikası, tehditlere ve baskılara karşı asla suskun kalmayacaktır.
Baskı ve tehditlere vereceğiniz en güçlü cevap, Tez-Koop-İş Sendikasındaki üyeliğinizi korumaktır.
Yasal haklarınızı, geleceğinizi ve onurunuzu kendinizi bilmez birkaç zorbaya ve sarı sendikacıya teslim etmeyiniz.
Yaşasın örgütlü mücadelemiz!