Soma Katliamının 7. Yılı: Soma Madencilerini Asla Unutmadık, Unutmayacağız, Unutturmayacağız!
Soma madenci katliamının üzerinden tam 7 yıl geçti.
13 Mayıs 2014 tarihinde Soma Kömür İşletmeleri madeninde, vardiya değişimi sırasında çıkan yangın ve su basması sonucu 301 madenci yaşamını yitirdi.
Bilindiği gibi Soma katiamı, yayınlanan bilimsel raporlar dikkate alındığında “haber vererek” geldi. Sonuçta iş sağlığı ve güvenliği önlemlerinin hemen hiç alınmadığı, madencilerin insan fiziğini zorlayacak biçimde üretime itildiği ve böylelikle her birinin Azrail’in pençesine atıldığı galerilerde 301 işçi yaşamlarını yitirdi.
Birçok kez söyledik ve yine söylüyoruz: Soma’da meydana gelen ve 301 madencinin yaşamını yitirdiği iş cinayetini anlamak için olayın gerçekleşmesi öncesindeki durumu ve gelişmeleri iyi değerlendirmek gerekir. Çünkü Soma’da yaşanan katliam bir sonuçtur. Bu sonucu yaratan ana unsurlardan biri madenin özelleştirilmesidir; diğeri dayıbaşılık sistemi ile madencilerin aşırı iş yüküne zorlanmasıdır; bir başka unsur, kölelik benzeri iş ilişkisi ile üretimin vahşi biçimde sürdürülmesidir; yine bir başka unsur, işyerinde oluşturulması yasal olarak zorunlu bulunan kurulun çalıştırılmamasıdır; madeni kontrol ve denetlemekle yükümlü kamu görevlilerinin sorumluluklarını tam olarak yerine getirmemesidir ve tüm bu süreçlerin ilgili kişi, kurum ve örgütlerin gözleri önünde gerçekleştirilmesidir.
Aradan geçen 7 yılda Soma katliamı ilk günden başlayarak sürekli biçimde gizlenmek istendi. Yargılama süreci kamuoyunun dikkatlerinden kaçırılmaya, birinci dereceden sorumlu olması gerekenler yargılama sürecinin dışına çıkartılmaya çalışıldı. Katliam nedeniyle tutuklu bulunan son üç sanık ise Yargıtay 12. Ceza Dairesi üyelerinin değiştirilmesi ardından nedense (!) “karar değişikliğine” gidilmesi sonucu Şubat 2021’de tahliye edildi.
7 yıl sonra Soma Madenci Katliamına bakıldığında, 301 işçinin yaşamını yitirdiği, yüzlerce ailenin perişan olduğu, çocukların babasız büyüdüğü buna karşılık hiçkimsenin hak ettiği cezayı almadığı, vicdanları yaralayan bir fotoğraf görülüyor.
Bu görüntü, hukukun üstünlüğünün geçerli olduğu hiçbir demokratik ülkede olmayacak bir görüntüdür.
Bu utanç ve ibret verici duruma her zaman tepki gösterdik, gösteriyoruz ve göstereceğiz.
Birgün mutlaka hesap sorulacağını bekliyoruz, umut ediyoruz.