Yeni yılınız kutlu olsun… Temel hak ve özgürlüklerin güvence altına alındığı demokratik bir Türkiye özlemiyle…
Türkiye yeni bir yıla ekonomik krizin tüm ekonomiyi ve toplumu gerginleştiren ve belirsizleştiren etkileriyle birlikte giriyor.
Yıllardır uygulanan emek karşıtı ekonomik politikaların beklenen sonucu olarak yaşanan ekonomik krizin sonuçları, yalnızca döviz kuru dalgalanmalarında değil, iki rakamlı oranlara tırmanan enflasyonda, kırları ve kentleri saran işsizlikte, kamu ve özel borçlardaki artışlarda, yoksulluğun yaygınlaşmasında, gelir dağılımının daha da bozulmasında tehlikeli biçimde görülmektedir.
Yüksek oranlı fiyat artışları, ücretlerin hızla erimesine yol açarken ülkenin dört bir yanında derinleşen yoksullaşma, toplumsal yaşamın temellerini sarsmaktadır.
İşsizlik rakamları sürekli artarken, özellikle genç ve kadın işsizliği yüksek oranlarda gerçekleşmektedir. Bu önemli sorun karşısında hiçbir etkili önlem alınamazken her ailede 5 kişiden ikisi işsiz, üniversite bitirmiş iki gencimizden birisi ise iş bulamamaktadır.
Büyük tartışmalar ortamında 2021 Aralık ayında açıklanan asgari ücret, döviz kurlarındaki artış ve yükselen enflasyon ile karşılaştırıldığında gelir vergisi kesintilerinin yapılmamasına rağmen belirlendiği günden itibaren hızla erirken, milyonlarca emekli asgari ücretin altında kalan maaşlarıyla gelecek belirsizliği yaşamaktadır. Bu arada yaklaşık iki yıldır süren Covid-19 salgını, ekonomik ve toplumsal yaşamı derinden etkilemeye devam etmekte, Anayasa hükümleri uyarınca devletin yapmakla yükümlü olduğu ekonomik ve sosyal destek, salgının boyutları sürmesine rağmen geniş halk kesimlerine ulaşmamaktadır.
Türkiye’nin güncel tartışmaların odağında ekonomik krizle birlikte en önemli sorunlarının başında yer alan demokrasi ve insan hakları sorunları bulunmaktadır. Çoğulcu demokratik toplumun temel unsurunu oluşturan ifade ile basın ve iletişim özgürlüğü, her geçen gün daha da kötüleşmekte, kabul edilmiş olan uluslararası sözleşmelerin öngördüğü yasal düzenleme ve uygulamalar yaşama geçirilmemektedir. Bunların en somut örneği Türkiye’nin 11 Mayıs 2011 tarihinde onayladığı Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi (İstanbul Sözleşmesi)’nin Anayasa’nın 90. Maddesinin açık hükmüne rağmen 21 Mayıs 2021 tarihinde, “Türkiye Cumhuriyeti bakımından feshedilmesine” karar verilmesidir.
Yaşadığımız tüm ekonomik, sosyal ve siyasal olumsuzluklara rağmen ülkemizin geleceğine, insanlarına, emeğine ve onların örgütleri sendikalara duyduğumuz güven ve inancımızı korumaya, ilerletmeye ve güçlendirmeye kararlıyız. Bu bizlerin toplumsal sorumluluğu ve bu ülkenin gelecek kuşaklarına ödemekle yükümlü olduğu onurlu bir borçtur, temel bir görevdir.
2022 yılının tüm insanlığa ve ülkemize sağlık, mutluluk ve huzur getirmesini diliyor; sömürüsüz, baskısız, savaşız bir dünya özlemi ve umuduyla yeni yılınızı kutluyoruz.
Tez-Koop-İş Sendikası Genel Yönetim Kurulu