Büyük Madenci Yürüyüşünün 33. Yılı: “Bu Grev Hak Kavgasıdır. Haklıyız, Güçlüyüz, Kazanacağız”
Türkiye sınıf mücadeleleri tarihinin en önemli eylemlerinden biri olan “Büyük Madenci Yürüyüşü”, 4-8 Ocak 1991 tarihlerinde gerçekleştirildi.
Büyük Madenci Yürüyüşünün gerçekleşmesinin tek nedeni toplu iş sözleşmesi masasında işçilerin ücretlerine ilişkin anlaşma sağlanamamış olması değildi. Yürüyüş, sendikal hak ve özgürlükleri sınırlayan 12 Eylül darbesinin ürünü yasaların, madenleri özelleştirme girişimlerinin, dönemin neoliberal politikalarının yürütücüsü olan Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın maden işçileri aleyhine yaptığı “işçiye verilen ücretin satılan kömürün bedelini karşılamayacağı” söylemlerinin tümünün bir sonucuydu.
4 Ocak’ta insanca çalışmak ve yaşamak için 100 binden fazla madenci, eşleri ve çocuklarıyla birlikte Zonguldak’tan Ankara’ya doğru uzun bir yürüyüş başlattı. Genel-Maden-İş Sendikası Genel Başkanı Şemsi Denizer, grevdeki işçilere şöyle sesleniyordu:
“Arabalarımızı engellediler, arabalarla gidemiyoruz. Ama ayaklarımız var. Yürüyeceğiz. Gemileri yaktık, geri dönüşü yok!”
“Bütün güzellikleri işçiler yaratır, emeğiyle geçinen insanlar yaratır. Demokrasinin olmadığı yerde özgürlükler olmaz. Emekten yana olanların, demokrasiden yana olanların kalbinde taht kurdunuz. Onun için sizlerle övünüyorum”.
Bir bütün olarak neoliberalleşmeye karşı çıkan işçilerin, emek tarihinin en önemli sayfalarından birini yazdığı; demokrasiyi kuracak olanın kendileri olduğunu hatırlattığı 4-8 Ocak 1991 Büyük Madenci Yürüyüşünün yıldönümünde, dönemin Genel Maden-İş Sendikası Genel Başkanı Şemsi Denizer ve tüm maden işçilerini saygıyla anıyoruz.
Tez-Koop-İş Sendikası
Genel Yönetim Kurulu