Genel Başkan Haydar Özdemiroğlu: Market fiyatları, hayat pahalılığının nedeni değil, bir sonucudur. Pahalılığı artıran genel ekonomik politikalardır.
Tez-Koop-İş Sendikası Genel Başkanı Haydar Özdemiroğlu’nun Basına ve Kamuoyuna Açıklaması:
Ekonomik krizin etkileri, toplumsal yaşamın tüm alanlarında kendini ağır biçimde göstermeye başladı.
Dar tanımlı işsiz sayısının 5 milyona, geniş tanımlı işsiz sayısının ise 9 milyona yaklaştığı ülkemizde, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK)’nun her ay yayınladığı verilere göre 2021 yılı Ağustos ayında enflasyon oranı yıllık olarak yüzde 19.25’tir. TÜİK’in yayınladığı verilere göre, bir yıl içinde gıda harcamaları artış oranı yüzde 29; ev eşyası harcamaları yüzde 22,91; ulaştırma harcamaları yüzde 21,75; konut harcamaları 19,30 ve sağlık harcamaları ise 17.88’dir. 1 Ocak 2021’de 7.43 TL olan Dolar bugün 8.82 TL’dir. 2009 yılında tedavüle çıkan 200 TL, o gün 130 Dolar yaparken bugün ise ancak 22.67 Dolardır.
Döviz fiyatlarının sürekli tırmandığı, temel mal ve hizmetlere art arda zamların yapıldığı ülkemizde, TÜİK’in yayınladığı veriler ekonomik gerçekleri yansıtmakta yetersiz kaldığı gibi milyonlarca insanın derin yoksulluk duvarları arasında bırakıldığı gerçeğini de yansıtmamaktadır.
Türk-İş’in her ay düzenli olarak yayınladığı verilere göre dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı (açlık sınırı) 3.049 TL; gıda harcaması ile birlikte giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tutarı ise (yoksulluk sınırı) 9.931,59 TL’dir. Bekâr bir çalışanın ‘yaşama maliyeti’ ise aylık 3.709,23 TL’dir.
Türkiye’nin yaşadığı ekonomik kriz ortamının sonuçlarının ağırlığı giderek daha da artarken gıda fiyatları ve konut kiralarında yaşanan yüksek oranlı artışların nedenini zincir marketlere yüklemek; toplumsal algı ve şartlanma yaratmaya yönelik denetleme girişimleriyle sorunların çözülebileceğini sanmak, ekonomi biliminin gerçeklerine tümüyle aykırıdır. Marketlerdeki fiyatlar hayat pahalılığının nedeni değil, bir sonucudur. Kaldı ki sendikal örgütlenmenin olduğu, çalışanlarının toplu iş sözleşmesinden yararlandığı marketlerde, kayıt dışı çalışma olmadığı gibi kayıt dışı fiyatlandırma da olmaz, olamaz.
Fiyatlarda yaşanan karmaşanın nedeni, geniş halk kesimlerinin çıkarlarına aykırı olarak inatla yürütülen ekonomik politikalardır. Bir başka anlatımla, kamu kurum ve kuruluşlarını ve hizmetlerini özelleştirerek üç-beş şirkete yağmalatan; yap-işlet-devret modelleri ile toplumun ortak varlıklarını ve değerlerini yerli ve yabancı işletmelere pazarlayan; ulaşım, haberleşme ve savunma sektörlerinde alt yapı gelir garantisi sistemleri ile bütçe olanaklarının ve vergi gelirlerinin yok edilmesine yol açan; birçok sektörü tekellerin ve kartellerin acımasız sömürüsüne terk eden ekonomik ve sosyal politikalardır.
Kayıt dışılığın, kara paranın, vurgunun esas alındığı, sendikasız, toplu sözleşmesiz ve güvencesiz çalışmanın kutsandığı; böylece milyonlarca insanın yoksulluk cenderesinde sıkıştırıldığı bir ekonomik düzen, çalışma ve yaşama koşullarının daha da kötüleşmesinin temel nedenlerinden biridir.
Bu politikaların sürdürülmesi durumunda tüm ülkenin daha büyük ekonomik kriz ortamına girmesi kaçınılmazdır. Bunun anlamı çok daha genel ve kapsamlı yoksulluk; daha kötü ve güvencesiz yaşam ve çalışma koşullarıdır.