Tez-Koop-İş Kadın Sayı 14

Gülsüm’ün hikâyesi

Kınalı ellerini uzun kabanının ceplerine kaçırdı Gülsüm, Ankara ayazından. Sabahın erken saatlerinde yüzünü kesen soğuğa karşı işin yolunu tutmuştu. Ev işlerinde çalışır hem çocuklarına hem kocasına bakar, karınlarını doyururdu. Apartman görevlisi olarak görev yapan eşi Şaban, aylak, huysuz ve kıskanç bir adamdı. Aldığı asgari ücreti, nerede ve nasıl harcadığını hiç bilemedi Gülsüm. Şaban’la İki kelime konuşamaz, soru sorduğu vakit şiddete uğrardı.

***

Saat saati, gün günü kovalarken zaman böylece akıp gitti. Karlar erimeye başlamış güneş toprağa gülümsemeye başlamıştı.

 ***

O sabah uyandığında, orta yaşlardaki Nermin Hanım odasını havalandırdı ve derin bir nefes aldı. Gökyüzü- nün güzelliğinin camlarından da pürüzsüz yansıyışını hayal etti. Tam o sırada kapı kilidinin yavaşça açıldığını duydu. Gülsüm ekmeği ve gazeteyi almış, günlük ev işleri için yardıma gelmişti. Nermin Hanım heyecanla Gülsüm’ün yanına gitti ve sıkı sıkı ona sarıldı. Birlikte kahvaltı yaptılar. Bugün her zaman yapılan temizlik, yemek, ütü işlerinin yanı sıra Gülsüm’den pencereleri silmesini rica etti. Gülsüm camları silse bile yağmur sonrası tekrar kirleneceğini ve yapmasının faydasız olacağını söyledi. Ancak Nermin Hanım birkaç saatliğine dahi olsa camların berraklaşmasını istedi. Çaresiz işe koyulan Gülsüm camları hazırladığı deterjanlı suyla silmeye başladı. Gülsüm temizleyip pırıl pırıl yapardı yapmasına da Nermin Hanım site içerisinde kocaman bir binanın 13. katında oturuyordu. Gülsüm camları silerken korktu, çok korktu. Bir an çocuklarının annesiz kalma ihtimali içini ürpertti. Bu korkuyu takiben de onları sinemaya götüreceği günü…

***

Şaban, eşi Gülsüm’ü işyerinden almak için arabasıyla yola koyuldu. Bu arabayı ne kadar zorluklarla aldığı aklına geldi; Gülsüm’ü çocuklarının istikbali için bin bir zorlukla biriktirdiği altınları kendisine vermesi için zorlamış, akrabalarından dolar üzerinden borç almıştı. Hem çocuklar okuyup ne olacaktı (!) Arabasına her şeyden çok değer veren Şaban, kırmızı arabasının içerisinde adeta kendini şövalye gibi hissediyordu.

Tüm bu duygu ve düşünceler içerisinde yolu tamamladı ve Gülsüm’ün çalıştığı binanın yakınında bir yerde durdu. Sitenin girişinde Güvenlik Görevlisi İsmet’in gördü. Genç ve yakışıklı biri olan soluk çehreli İsmet’i hiç sevmez, içten içe kin beslerdi.

O gün Gülsüm siteden ayrılırken sendeledi ve içinde eşyalarının olduğu poşeti elinden yere düşürdü. İsmet, can havliyle atıldı ve Gülsüm’e yardımcı oldu. Bu olayı uzaktan uzağa izleyen Şaban’ın gözleri kan çanağına döndü. Arabadan fırlamasıyla site girişine ulaşması bir oldu. Şaban İsmet’e vurdu, vurdu, vurdu… Gülsüm korku ve utanca kapıldı. O an yok olup gitmek istedi yaşamdan.

***

Ertesi gün Nermin Hanım, Gülsüm’ü telefonla çok kez aradı ama ulaşamadı. Memleketinden, ailesinden ayrılıp hiç tanımadığı bir adamla büyükşehire göç eden, küçücük yaşta evlendirilen Gülsüm’ün durumunu çok merak etti. O yaramaz, kötü, kaba adamın Gülsüm’e şiddet uyguladığına emindi. Gülsüm’e şikâyetçi olmasını, kendisinin ve çocuklarının fiziksel ve psikolojik sağlığı için bir an önce destek almasını, evlilik akdini sonlandırmasını ve korkmamasını, tüm bu süreçlerde asla yalnız olmayacağını çoğu kez söyledi. Tüm hakları konusunda onu bilgilendirdi. Eğer Gülsüm’ün işvereni olmasaydı Şaban’ın ona da saldırabileceğine emindi.

***

Gökyüzünde bir an adeta bir çığlık koptu. Yeryüzünde yaşanan tüm kıyamete isyan ediyordu adeta fırtına. Gülsüm’ün acı haberi ulaştı yakınlarına… Yürekler yandı ve bir kez daha sitem edildi katillere ve ortaklarına…

 

Yaşamını yitiren kadınlara…




İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
×
Asgari Ücret