gençemek sayı 1

Market ve Mağazalarda Çalışmak Güvenli mi? – Nail Dertli

Giriş  

Perakende sektörü, onlarca alt kolu olan ve çok farklı işlerin yapıldığı bir işkoludur. Ürünlerin teslimat kamyonlarından depolama alanlarına, oradan raflara taşınması, kasadan geçirilmesi ve paketlenerek müşteriye teslimi aşamaları çeşitli tehlikeleri barındırmaktadır. Ağır yüklerin kaldırılması, taşınması, tehlikeli ekipmanların (et bıçağı vb) kullanımı, paletlerden ve raflardan düşen nesneler, dağıtım sahası içerisindeki hareketli araçlar, müşterilerden ya da üçüncü kişilerden kaynaklanan şiddet ve taciz, kayma ve düşmelere yol açan kaygan zeminler başlıca tehlike kaynaklarıdır. Araştırmalar tekrarlayan işler, ergonomik olmayan çalışma koşulları ve yapılan işlerin niteliğinden kaynaklı olarak işkolunda en fazla görülen yaralanmaların kas iskelet sistemi rahatsızlıkları olduğunu göstermektedir. Kayma ve düşmeler de yaralanmaların başlıca nedenleri arasındadır (EASHW, 2006; Mampuru, 2014; WorkSafeBC, 2012). Türkiye’de perakende sektöründe önemli dönüşümler yaşanmaktadır. Sektör içerisinde yerel-ulusal zincir marketler, mağazalar ve AVM’lerin pazar payı artarken geleneksel perakende olarak nitelendirilen küçük esnaf ve
zanaatkârların piyasadan aldıkları pay düşüş göstermektedir (PWC, 2016). Büyük sermaye gruplarının organize perakende olarak nitelendirilen süper-hiper marketler ve mağaza zincirleri aracılığıyla perakende ticarette ağırlık kazanması; bakkal, manav, kasap, terzi gibi küçük esnaf ve zanaatkârların yoksullaşması, mülksüzleşmesi pahasına gerçekleşmektedir. Dönüşümün bir parçası da organize perakendenin sektör istihdamındaki payının hızla artmasıdır. Gıdadan teknoloji ve giyime kadar geniş bir alanda faaliyet gösteren zincir market ve mağazalarıyla organize perakendenin toplam istihdamı, 2017 yılı itibariyle 850 bine ulaşmıştır. İstihdamın önemli bir bölümü gençler ve kadınlardan oluşmaktadır. Uzun mesai saatlerine karşılık ücretlerin ağırlıklı olarak asgari ücret düzeyinde olması, sektörde işgücü devir oranlarını yükseltmektedir. Araştırma ve denetimler, işçilerin yarısından fazlasının (yüzde 55-58) çalıştıkları iş yerinde 1,5 yıldan daha az deneyimi olduğunu göstermektedir (ÇSGB, 2013, 2017). Sektörde kısmı süreli, belirli süreli iş sözleşmeleri de artma eğilimindedir. İşkolundaki düşük sendikalaşma oranları, güvencesiz istihdam ile birleşince sektörde işçi sağlığına ilişkin sorunların görünürleşmesini engellemektedir. Sektörün özellikle kentlerdeki gençlerin işgücü piyasasına giriş noktası haline gelmesi, yüksek işgücü devri sağlık ve güvenlik önlemlerini özel olarak önemli hale getirmektedir.

İş kazaları, meslek hastalıkları ve bunlara bağlı ölümler çoğunlukla madencilik, inşaat ve tarım gibi sektörlerle anılmaktadır. Market ve mağaza işleri iş kazası ve meslek hastalığı riskinin düşük olduğu, tehlikesiz, güvenli işler olarak görülür. Oysa bu algı son derece yanlıştır. İş kazası araştırmaları market, mağaza işlerini kapsayacak şekilde perakende sektöründe çalışanların iş kazası ve meslek hastalığı riskinin yüksek olduğunu göstermektedir (Anderson vd., 2010; Peek‐Asa, 1999; Claussen, 2011). ABD Ulusal İş Sağlığı ve Güvenliği Enstitüsü’nün 2010 yılında yayınladığı geniş kapsamlı analiz raporu, sektörde iş kazası ve meslek hastalıklarının iş güvenliği uzmanlarını bile şaşırtacak kadar yüksek olduğunu ortaya koymuştur. Rapora göre ABD’de perakende sektörü, özel sektör işlerinin ’ini oluştursa da iş kazasına bağlı yaralanmalar ve meslek hastalıklarının yüzde 20.1’i bu sektörde yaşanmaktadır (Anderson vd., 2010; Claussen, 2011). SGK’nın iş kazası ve meslek hastalığı istatistiklerine göre 2016 yılında perakende işkolunda 9759 iş kazası meydana gelmiş, 40 işçi yaşamını yitirmiştir. Buna göre, perakende sektörü; inşaat, maden, karayolu taşımacılığı, metalik olmayan minerallerin imalatı işkollarından sonra en fazla ölümlü iş kazasının yaşandığı sektördür.

Sosyal Olmayan Çalışma Süreleri ve İşçi Sağlığı

Market ve mağaza işçilerinin günlük çalışma süreleri çoğunlukla işyerlerinin açılış ve kapanış saatlerine bağlıdır. Bu tür işyerleri haftanın 7 günü günde 12-15 saat faaliyet göstermektedir. İş güvencesinin olmaması ve sendikal örgütlülüğün zayıflığı, iş yerlerinin açık olduğu süreleri, işçilerin günlük mesai saatleri haline getirmektedir. Türkiye’de market ve mağaza çalışanlarının günlük çalışma sürelerine ilişkin güvenilir istatistikler olmamakla birlikte, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın yerel, ulusal market zincirleri ve AVM’leri kapsayan iş teftişlerinin bulguları sektördeki sosyal olmayan çalışma sürelerine ilişkin çarpıcı bilgiler sunmaktadır. Bakanlık müfettişleri 2013 yılında alışveriş merkezlerinde, 2016 yılında yerel ve ulusal market zincirlerinde programlı teftişler gerçekleştirmiştir. Her iki denetim de işyerlerinde çalışma gün ve sürelerine ilişkin yasal düzenlemelerin yaygın bir şekilde ihlal edildiğini belgelemektedir. İşçilerin uzun sürelerle çalıştırılması, ara dinlenme sürelerinin kaldırılması, hafta tatillerinin düzenli olarak kullandırılmaması, yıllık ücretli izinlerin parçalı ve eksik kullandırılması, kadın çalışanların süt izinlerinin verilmemesi en sık karşılaşılan ihlalleridir (ÇSGB, 2013; 2017). Bu çerçevede teftişlerin ortaya koyduğu gerçek şudur: İşverenler; yasalar, sözleşmeler ya da kolektif düzenlemelerle güvence altına alınmış günlük/ haftalık/yıllık çalışma sürelerini yasal önlemleri devredışı bırakarak uzatma, işçileri daha uzun ve daha yoğun çalıştırma eğilimindedir; bunu fiilen de gerçekleştirmiş durumdadırlar. Bu durumun kendisi işçilerin sağlığı açısından potansiyel bir tehlikedir.

Uzun çalışma sürelerinin işçilerin sağlığını ve refahını olumsuz yönde etkilediğini gösteren çok sayıda çalışma vardır. İşyerinde geçirilen süre uzadıkça işçiler bir taraftan fiziksel, kimyasal ve biyolojik tehlikelere daha uzun süre maruz kalmakta, diğer taraftan da uyku, dinlenme ve sosyalleşme için yeterli zaman bulamamaktadırlar. Bu faktörler uyku bozukluğu, halsizlik, stres, olumsuz duygu durumu, huzursuzluk ve ağrıya yol açmaktadır. Ayrıca bilimsel araştırmalar uzun çalışma sürelerinin hipertansiyon, kardiyovasküler hastalıklar, yorgunluk, stres, depresyon, kas-iskelet sistemi bozuklukları riskini artırdığını göstermektedir (Caruso, 2006; Hänecke vd.1998:43). Diğer taraftan uzun sürelerle çalışma, iş kazası riskini de artırarak işçinin sağlığını tehdit etmektedir. Günlükhaftalık- yıllık çalışma süreleri ile iş kazaları arasındaki ilişkiye odaklanan iş kazası araştırmaları, iş kazalarının dokuzuncu saatten itibaren hızlanarak arttığını ortaya koymuştur. Bu kapsamda yapılan bir hesaplamaya göre, iş kazası riski, günlük çalışma süresi 12 saati aştığında ikiye, 14 saati aştığında üçe katlanmaktadır (Hänecke vd., 1998:43). Bir başka araştırma ise uzun sürelerle çalışmanın yaş, cinsiyet, meslek ve sektörden bağımsız olarak iş kazası ve meslek hastalığı riskini belirgin bir şekilde artırdığını göstermektedir (Dembe, 2005). Aynı araştırmaya göre, fazla çalışma yapılan işlerde kaza risk oranı fazla çalışma yapılmayan işlere göre yüzde 61 daha yüksektir. Günde en az 12 saat çalışanlarda kaza riski yüzde 37, haftada en az 60 saat çalışanlarda kaza riski yüzde 23 daha yüksek olarak hesaplanmıştır (Dembe, 2005). Bu veriler, Türkiye’de çalışma sürelerinin sınırlandırılmasının acil bir işçi sağlığı sorunu olduğunu göstermektedir.

Yüklerin Taşınması ile İlgili Tehlikeler ve Zorlanan Hatalar

Çeşitli yüklerin kaldırılması ve taşınması, market ve mağaza işlerinin önemli bir parçasıdır. Ürünlerin depodan taşınması, reyon görevlilerinin ürünleri raflara yerleştirmesi, kasiyerlerin ürünleri kasadan geçirmesi tüm gün süren rutin işlerdir. Bu görevler, perakende mağaza çalışanları arasında yüksek oranda sırt yaralanmaları, bel ağrısı, fıtık, kalp ve dolaşım sorunlarına yol açmaktadır (EASHW, 2006; Mampuru, 2014). Yüklerin kaldırılması ve taşınması sırasında çok sayıda iş kazası ve buna bağlı yaralanmalar da yaşanmaktadır. Sıkışık depolama alanları, dengesiz raflar, güvenli olmayan merdivenler ve kötü planlama (üst raflara ağır yükler koymak gibi) yaralanma riskini artırmaktadır. Raf sistemlerinin çökmesi ölüme ve büyük yaralanmalara yol açabilmektedir. Örgütlü perakende sektörünün büyümesine paralel olarak yüklerin kaldırılması, taşınması ve istiflenmesinde forklift (önündeki çatallar yardımı ile ağır yükleri kaldırıp kısa mesafelerde taşıma, istifleme gibi işlerin yapılmasına yarayan araçlar) kullanımı da yaygınlaşmaktadır. Ancak işyerlerinde forkliftlerin güvenli kullanımı konusunda gerekli özenin gösterilmemesi, forklift devrilmesi-çarpması gibi nedenlere bağlı kaza, yaralanma ve ölümlere yol açmaktadır. İş sağlığı güvenliği uzmanları forklift kazalarının dünya genelinde işyerlerinde en yaygın görülen tehlikelerden biri olduğunu ifade etmektedir (Morrison, 2016). Türkiye’de de hemen hemen her gün forklift kaynaklı ramak kalalar, hafif ya da ağır kazalar meydana gelmektedir (Erel, 2015).

Forklift kullanımı sırasında ortaya çıkan kazalar sıklıkla, forklift sürücüsünün dikkatsizliği, özensizliği, dalgınlığı gibi sürücüsünün kusuru ile ilişkilendirilir. Oysa ki, iş güvenliği uzmanları forklift ile ilgili tehlikelerin önde gelen nedeninin çalışanların hızlı bir şekilde çalışmaya zorlanması olduğunu vurgulamaktadırlar. Uzmanlara göre, işçilerin davranışlarını belirleyen şey hızlı çalışma baskısıdır ve bu baskı altında işçiler kendilerine verilen işleri yetiştirmek üzere kısayollar aramaya başlamaktadırlar (Morrison, 2016). İş güvenliği literatüründe buna “zorlanan hata” adı verilmektedir. Bu kısayollar arasında aşırı yükleme, hızlı sürüş gibi çözüm arayışları yer almaktadır ve bu arayışlar bir rafa vurmak, bir duvara veya çalışana çarpmak ya da forkliftin devrilmesi gibi sonuçlara yol açabilmektedir. İşverenlerin bu kazalara verdiği tepkiler genellikle işçilerin suçlanması, işçileri disipline etmeye dönük önlemler almak şeklindedir. İşyerlerinde kaza sonrası benzer kazaların yeniden yaşanmaması için yapılanlar, kazalı operatörün forkliftle çalışmalarda uyulması gereken kurallar konusunda yeniden eğitilmesi ile sınırlıdır. Yani düzeltici ve öneyici faaliyet, eğitim verilmesi ya da eğitimin yenilenmesinden ibarettir ve bu yaklaşımda başka bir bölüme, özellikle yönetim ve işveren kademesine yönelik bir eylem söz konusu değildir (Taşyürek, 2018: 12). Bu durumda, kazaların kök nedeni olan iş örgütlenmesi ve zaman baskısı devam etmektedir. Kazaların önlenmesi için işçiler üzerindeki fazla ve hızlı çalışma baskısının ortadan kaldırılması gerekmektedir. Bu ise işçilerin sendika, toplu iş sözleşmesi gibi araçlarla işverenin yönetim yetkisini sınırlandırması ile mümkündür.

Sonuç Yerine: Sendika Güvenlik Etkisi

Market ve mağaza işleri, genellikle düzenli ve güvenli ortamlarda yapılan, tehlikesiz işler olarak algılanır. Ancak iş kazası araştırmaları, sanılanın aksine market ve mağazalarda iş kazası ve meslek hastalıklarının yaygın olduğunu ortaya koymaktadır. Sektörde neredeyse bir norm haline gelmiş olan uzun çalışma süreleri ve yoğun iş temposu, genel risklerin tetikleyicisi olarak iş kazası ve meslek hastalığı riskini artırmaktadır. İş kazalarının işçinin “güvensiz” davranışı ile açıklanması, işçinin sağlığını olumsuz etkileyen pek çok unsurun, işin doğal bir parçası olarak kavranması iş kazalarının ya da işçilerin sağlığını tehdit eden çalışma koşullarının dile getirilmesini zorlaştırmaktadır. Bu durumu zorlaştıran bir başka unsur da sendikalaşma oranının düşüklüğüdür. Araştırmalar işyerinde sendikanın olmasının iş kazası ve meslek hastalığı oranlarını azalttığını ortaya koymaktadır. Buna sendika güvenlik etkisi denmektedir ve birçok araştırma sendika güvenlik etkisinin gerçek ve belirgin olduğunu göstermektedir (Hazards, 2010). Türkiye’de perakende sektörü; inşaat, maden, karayolu taşımacılığı, metalik olmayan minerallerin imalatı işkollarından sonra en fazla ölümlü iş kazasının yaşandığı sektördür. Bu yönüyle işçilerin yalnızca ücretler ve çalışma koşullarını düzeltmek için değil, çalışırken ölmemek, sağlığını kaybetmemek için de sendikalara ve güçlü bir sendika güvenlik etkisine ihtiyacı vardır.

Kaynakça
1. Anderson, V. P. vd. (2010). Occupational fatalities, injuries, illnesses, and related economic loss in the wholesale and retail trade sector. American journal of industrial medicine, 53(7), 673-685.
2. Caruso, C. C. (2006). Possible broad impacts of long work hours. Industrial health, 44(4), 531-536. Claussen, L. (2011). Disproportionately high study on injuries among retail workers surprises researchers. Safety & health, 183(1), 46.
3. ÇSGB (2013). Alışveriş Merkezlerinde Çalışma Koşullarının İyileştirilmesi programlı Teftişi Sonuç Raporu, Ankara.
4. ÇSGB (2017). Ulusal ve Yerel Zincir Market İşyerlerinde Çalışma Koşullarının İyileştirilmesi Programlı Teftişi Sonuç Raporu, Ankara.
5. Dembe, A. E. vd. (2005). The impact of overtime and long work hours on occupational injuries and illnesses: new evidence from the United States. Occupational and environmental medicine, 62(9), 588-597.
6. Erel, F. (2015). Forkliftlerle Güvenli Çalışma, Ankara: ÇSGB İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğü
7. European Agency for Safety and Healdth at Work- EASHW (2006). Hazards and Risks in the Retail Trade: advice for young workers. E-facts, 5.
8. Hänecke, K. vd. (1998). Accident risk as a function of hour at work and time of day as determined from accident data and exposure models for the German working population. Scandinavian journal of work, environment & health, 43-48.
9. Hazards (2010). The Union Effect, http://www.hazards.org/haz109/h109unioneffect.pdf
10. Mampuru, B. (2014). A guide to health and safety in the wholesale and retail industry. http://www.labour.gov.za/DOL/downloads/documents/useful-documents/occupationalhealth-andsafety/A%20guide%20to%20health%20and%20safety%20in%20the%20retail%20sector.pdf
11. Morrison, K. W. (2016). 7 common workplace safety hazards, http://www.safetyandhealthmagazine.com/articles/14054-common-workplacesafety-hazards
12. Peek‐Asa, C. vd. (1999). Traumatic occupational fatalities in the retail industry, United States 1992–1996. American journal of industrial medicine, 35(2), 186-191.
13. PWC (2016), Dönüşürken Büyüyen Türkiye Perakende Sektörü, İstanbul.
14. Taşyürek, M. (2018). Güvensiz Davranışlardan Kaynaklanan İş Kazalarının Düzeltici ve Önleyici Faaliyeti Nedir?, Çalışma Ortamı, 155:9-13.
15. WorkSafeBC. (2012). Health and Safety Guide for New Retail Workers, Canada.
16. SGK (2016). İş Kazası ve Meslek Hastalıkları İstatistikleri. http://www.sgk.gov.tr/wps/portal/sgk/tr/kurumsal/istatistik/sgk_istatistik_yilliklari




İlgili Makaleler

Başa dön tuşu