Çalışan Kadınların Dünü ve Bugünü: Geceyle Gündüz Gibi
(3 Haziran 2019da yayınlanan World of Work Dergisi 100. Yıl Özel Sayısı‘ndan özetlenmiştir)
ILO, çalışma hayatında cinsiyet eşitliğini ve kadın haklarını desteklemede öne çıkan uluslararası kuruluşlardan biridir. Çalışma hayatında cinsiyet eşitliği ILO Anayasası’nda korunmuştur.
Yine de ILO’nun ilk günlerinde kadınları çalışma hayatından dışlayan uygulamalar görülmüştü. Bunların en dikkat çekici olanlarından biri 1919’daki 4 No’lu Gece Çalışması (Kadınlar) Sözleşmesi’dir. Kadınların gece işlerinde çalışmasını yasaklamak, kadınların fabrika ve madenlerde çalışmasını önleyen diğer yasalarda olduğu gibi o zamanın ruhuyla uyumluydu.
Ancak dönem değişti ve ILO bileşenleri değişen dönemle birlikte uygun uluslararası çalışma araçları benimsemeyi denedi. Gece çalışması bunun iyi bir örneğiydi. Bakış açısı değiştikçe, önce 1948 tarihli Gözden Geçirilmiş Kadınların Gece Çalışması Sözleşmesi ve bu sözleşmeye ek 1990 tarihli protokolde, 1919’daki Sözleşme’nin kısıtlamaları yumuşatıldı ve sonra tamamen terk edildi. ILO bileşenleri çağdaş fikirlere ve toplumsal ilerlemeye ayak uydururken kadın işçilere en iyi korumayı sunacak yeni bir denge aradı.
İstihdam ve ücretle cinsiyet ayrımcılığını kaldırma mücadelesi ILO’nun çalışmalarında değişmez bir unsurdur.
Dört önde gelen ILO sözleşmesinin çalışan kadınların hayatında büyük önemi vardır: 1951 tarihli 100 No’lu Eşit Ücret Sözleşmesi, 1958 tarihli 111 No’lu Ayrımcılık (İş ve Meslek) Sözleşmesi, 1981 tarihli 156 No’lu Aile Sorumlulukları Olan İşçiler Sözleşmesi ve 2000 tarihli 183 No’lu Analık Koruması Sözleşmesi.