Yeni Bir Yıla Ülkemizin Geleceği, Demokrasi ve İnsan Hakları Yönünden Umutlarla Girmek 82 Milyon İnsanımızın En Doğal Hakkıdır
Ülkeler arasında yıllardır süren gerilimler, çatışmalar ve savaşlar diri tutulmaya çalışılırken insanların yaşam standartlarının yükseltilmesi için ayrılması gereken ekonomik kaynaklar ne yazık ki silahlanmaya, toplumsal yaşamın askerileştirilmesine, “öteki” olarak nitelendirilen ülke, ulus, etnik ya da sosyal gruba dönük kin ve nefretin canlı tutulmasına yönlendiriliyor. Tüm dünyayı derinden etkilemeye başlayan küresel iklim krizinin etkilerini azaltma yönünde etkili ve kalıcı önlemler alınmıyor.
Ülkemiz açısından 2019 yılı çok önemli sorunların yaşandığı ve birçok temel sorunun ise yeni boyutlar kazandığı bir yıl oldu. Genel istihdam sorunları daha da artarken özellikle işsizlik, savaş yıllarında görülebilecek boyutlara tırmandı. Yoksulluk, yoksunluk, gelir yetmezliği, ücret düzeylerinin düşüklüğü, güvencesiz çalışma, insan onuruyla bağdaşmayan koşullar, kırda ve kentte tüm toplumsal yaşamı etkilemeye başladı.
Kamu kaynaklarını yağmalama anlamına gelen özelleştirme eksenli yanlış ekonomik politikalarla tetiklenen ekonomik kriz, özellikle 2018 yaz aylarında ortaya çıkan yüksek döviz artışı sonrasında yeni bir aşamaya girdi. Ekonomik büyümede yaşanan azalma; petrol, enerji, iletişim, ulaşım gibi temel mal ve hizmetlere yapılan yüksek oranlı zamlar; enflasyon ve işsizlik oranlarında katlanan yükseliş; kentte ve kırda yoksullaşmanın inanılmaz boyutlara tırmanması bu sürecin doğal ve kaçınılmaz olarak yarattığı sonuçlar olarak gelişti.
Siyasal iktidar temsilcilerinin açıklamalarına ve onların mutlak kontrolündeki medya araçlarının ileri sürdüğü olumlu görüntünün tam tersine, artık her biri büyük sorun, tehdit ve tehlike durumuna gelen sosyal ve ekonomik olumsuzlukları görmemek olanaksızdır.
Günümüzde göze çarpan en önemli sorunların başında işsizlik ve yoksullaşma gelmektedir.
Türkiye’de bugün, genel işsizlik oranı resmi verilerin ötesinde yüzde 30’lara dayanmıştır. Gençler ve kadınlar arasında işsizlik oranları ile ülkenin yoksulluk içinde kıvrandığı kırsal alanlarda bu durum çok daha dramatiktir.
Ülke nüfusunun yarısını oluşturan kadınlara yönelik ayrımcılık, dışlanma ve eşitsizlik, tüm boyutlarıyla sürmektedir.
Yıllarca prim ödeyerek emeklilik hakkını kazanan yüzbinlerce insan, emeklilikte yaşa takılmaları nedeniyle ne emeklilik maaşı alabilmekte ne de yeterli sağlık hizmetlerinden yararlanabilmektedir. Ve ne yazık ki ülke yöneticileri son derece zor durumda kalan, ancak yıllarca sigorta primlerini ödeyerek emekliliğe hak kazanmış EYT’lileri potansiyel suçlu olarak görebilmektedir.
Ücretlerin erimesine, yaşam koşullarının kötüleşmesine, çalışan milyonlarca insanın borçlanmasına neden olan enflasyon, artık çift rakamlı oranlarda gerçekleşmektedir. Her yıl aralık ayında saptanan asgari ücret, temel tüketim giderlerindeki yüksek artışa rağmen açlık sınırının altında belirlenerek net 2 bin 324 lira 70 kuruş olarak açıklanmıştır. Ücretliler üzerindeki ağır yük oluşturan vergi yükü sürekli artmaktadır.
Toplumu sürekli biçimde kutuplaştırmaya çalışan siyasal söylemler, düzenlemeler ve uygulamaların sürdürüldüğü; demokratik hak ve özgürlüklerin daha kısıtlandığı; basın ve iletişim özgürlüğünün gözaltında tutulduğu; temel ekonomik ve sosyal sorunlar konusunda etkili yapısal çözümler gerçekleştirilmediği koşullar devam ettiği sürece, işçi ve demokrasi güçlerini zor koşullar altında bırakacağı açıktır. Ancak burada gelişmelere tarihsel yönden bakıldığında demokratik hak ve özgürlüklerle sosyal haklar konusundaki duyarsızlıkların, sınırlandırmaların ve açık-gizli baskıların nasıl köklü siyasal alt-üst oluşlar yarattığı da unutulmamalıdır.
Yeni bir yıla ülkemizin geleceği, demokrasi ve insan hakları yönünden umutlarla girmek, 82 milyon insanımızın en doğal hakkıdır.
Demokrasilerin en önemli örgütlerinden olan sendikalar, yaşanan tüm sorunların ortadan kaldırılması yönünde toplumsal ve tarihsel rollerini yerine getirmekle demokrasiye, özgürlüklere ve sosyal haklara ısrarla, inatla ve inançla sahip çıkmakla yükümlüdür.
Tez-Koop-İş Sendikası Genel Yönetim Kurulu adına tüm halkımızın ve üyelerimizin yeni yılını barış, demokrasi ve özgürlük duygularıyla; sağlık ve mutluluk getirmesi dileğiyle kutluyoruz.
TEZ-KOOP-İŞ SENDİKASI
GENEL YÖNETİM KURULU