Günebakanlar Kooperatifi “Günebakanlar’la gerçekten güne bakıyoruz biz”
Günebakanlar Kooperatifi Başkanı Hülya Kılıç ile güneşli bir Cumartesi gününde Batıkent Kadın Emeği Pazarı’nda buluşuyoruz. Kadın üreticileri ortak bir platformda bir araya getiren Günebakanlar Kooperatifi hakkında bilgi almak için mikrofonumuzu Kooperatif Başkanına uzatıyoruz. Birbirinden kıymetli; rengârenk el işlemeleri, gözlemeler ve halaylar tanıklık ediyor sohbetimize…
2018 yılında 14 kurucu ortak üye ile kurulan Günebakanlar Kadın Kooperatifi, toplumsal dayanışmayı yaşatarak kadınların derinleşen ekonomik krize karşı mücadelesinde önemli bir görev üstleniyor. Ekonomik, siyasal, sosyal ve kültürel boyutta düzenlediği etkinlikler ile kadınlar için ayrı bir yaşam alanı sunuyor ve onların sesi oluyor.
Kooperatif Başkanı Hülya Kılıç da yapılan çalışmalara ilişkin bilgileri kısaca sohbetimizde aktardı:
“Köy köy gezip İstanbul Sözleşmesi’ni anlattık”
Hülya Kılıç: Kadınların akrabalarıyla, eşleriyle, dostlarıyla eğlenebilecekleri Batıkent’te çok güzel bir mekânımız var. Burada atölye çalışmaları yapılıyor ve bu tarz etkinlikler daha da çoğaltılacak. Örneğin, feminist kadın yazarlarla buluşuldu. Kışın sağlık atölyesi yapıldı.
Ayrıca kooperatif olarak toplumsal cinsiyet eşitliğine ilişkin de birçok çalışma yaptık. İstanbul Sözleşmesi ile ilgili kadınların farkındalığının arttırılması için köy köy gezerek sözleşme hakkında bilgi verdik.
Tüm bunların dışında aramızda sesi çok güzel olan kadın arkadaşlarımız var, onların da isteği doğrultusunda koro kuracağız. Bir tiyatro hocamız ile birlikte tiyatro çalışması da yapacağız. Oyun çıkarabiliriz.
“Bu pazarda kız kardeşlik ruhunu güçlendirdik”
Son bir yılı aşkın süredir kadın emeği pazarı oluşturduk. Kadınların evde ürettikleri her şeyi satabilecekleri bir pazar alanı bu ve bu sayede çok fazla kadınla buluştuk. Önce bir ay sürecek bir proje olarak başlamıştık. Belediye ile ortak bir projeydi. Belediye bu pazar yerini bize tahsis etti. Masalarımızı, sandalyelerimizi verdi. Sonrasında anketler yaptık ve anketler gösterdi ki kadınlar sürekli olmasını istiyorlardı. Buna çok fazla ihtiyaç olduğunu gördük. Biz de belediyeyi zorladık; ‘Kadınlar çok güzel üretiyorlar ve bunu satmak istiyorlar, imkân verilmeli bu kadınlara, biz devam etmek istiyoruz’ dedik ve işte bir yıldır devam ediyoruz. Kışın AVM’lerde de stantlar açtık, sonra baharda tekrar başladık. Mahalle muhtarlarımızla da ‘Neler yapabiliriz?’ diye ortaklaştık. Her hafta bir mahallenin pazar yerinde kadınları buluşturduk. Kooperatifimizi tanıttık, katılmak isteyenler oldu.
Pazar sadece kadınların satış yaptığı bir alan değil. Kadınlarla dayanışmayı güçlendirdik. Kadınlar bir yere ait olduklarını hissettiler. Kooperatifle daha da güçlendiklerini hissettiler. Kendi aralarında çok iyi dostluklar, arkadaşlıklar kurdular yani aslında kız kardeşlik ruhunu geliştirdiler. Başlangıçtan bugüne kadınlar çok yol kat ettiler, sosyalleştiler. Aramızda psikolog arkadaşlarımız da var. Bir sıkıntıları varsa bunları hep beraber çözmeye çalışıyoruz, paylaşıyorlar. Böyle güzel bir ortam bir yıl içinde oluştu.
“Burası hem kooperatif hem de üreten kadınlarla buluştuğumuz yer…”
Kadınların bu oranda talep edeceğini de bu kadar in- sanla buluşacağımızı da bilmiyorduk. Biz 50-60 kadın gelir diye düşünmüştük ama henüz başlarken 180 kadın geldi.
Burası hem kooperatif hem de üreten kadınlarla buluştuğumuz yer, bunun için çok mutluyuz. Tabii biraz da destekle daha nasıl yol alırızı kendi aramızda tartışıyoruz. Biraz daha büyümek istiyoruz. Daha güzel şeyler yapmak istiyoruz. Emekleme dönemindeyiz aslında şu anda.
Hülya Hanım eviçinde üreten kadınlara yönelik de bir mesaj veriyor anlatımının sonunda:
Kadınlar gerçekten hiç boş durmuyorlar. Hepsi üretken, çok güzel şeyler çıkartıyorlar ortaya. Onlara da böyle imkânlar verildiğinde şaheserler yaratabiliyorlar. Bizim her zaman üreten kadınlarla buluşmaya kapımız açık. Gelsinler hem burada kendilerini ifade etsinler hem sosyalleşsinler hem de ev ekonomilerine katkıda bulunsunlar. Üretmekten vazgeçmesinler.
“Birlikte güçlüyüz! Kadın isterse her şeyi yapar!” mesajını veren; gıdadan, takıya, çantadan amigurumiye kadar pek çok alanda emeklerini ortaya koyan Günebakanlar kadınları, sohbetimizde kendilerini değerli hissettiklerini aktarıyor.
“Kadın isterse her şeyi yapar”
Bilge Patır: Tüm arkadaşlarımızla birlikte elimizden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyoruz. Umarız insanlara da faydalı oluyoruzdur. Yani biz eğleniyoruz, mutlu oluyoruz, bir de kazanırsak daha güzel oluyor tabii. Kadınların yapamayacağı hiçbir iş yok. Ne isterlerse yapabilirler. Hiçbir şeyden vazgeçmesinler.
“İyi ki kooperatifimiz var”
Dilek Temel: İyi ki kooperatifimiz var. Bizim gibi kadınlara destek sağlıyorlar, örgülerimiz, çantalarımız, şapkalarımız, amigurumilerimiz var; onların sayesinde satış yapıyoruz para kazanıyoruz. Bizim sattığımız ürünleri görmek ve satın almak için evden çıkıp gelin pazarımıza…
Kadın kadının yurdudur”
Filiz Esenyel: Kadının emeği bu ülke koşullarında hiçbir zaman görülmemiştir. Emeğin görünmesi için mücadele veriyoruz. Kooperatifteki arkadaşlarla bir araya gelmemizde ilk amacımız zaten satış değil. İstihdam ikinci planda, ilk planda olan şey kadınlarla beraber pandemi sürecini atlatmaktı. Burada bir arada olmak çok iyi gelmişti hepimize. Kooperatif çok büyük bir şey yaptı. Bir dayanışma oluşturdu. Herkes birbirine destek vermeye başladı. Kadın bağının güçlenmesini sağladı burası. Bir dostluk ve arkadaşlık oluştu. Kadın dayanışmasının güçlü olduğuna inanırım. Bu inancımın bir kere daha pekiştiğini söyleyebilirim.
Bir arkadaşımız hastalandı ve maalesef kaybettik. O hastane sürecinde buradaki arkadaşlarımızın hepsinin gelmesi, ne yapabiliriz diye sorması unutulmazdı. “Kadın kadının kurdu” değil “Kadın kadının yurdu”dur ben buna inanıyorum. Bu inancımın da burada boş çıkmadığını tekrar görüyorum. Günebakanlar’la da gerçekten güne bakıyoruz.
“Kendimi değerli hissediyorum”
Mehtap Haberal: Bu organizasyonun içinde olmaktan çok memnunum. Kooperatifimizden de çok memnunum. Yaklaşık 2 yıllık bir geçmişimiz var kooperatifle ama sanki ben bir 10 senedir tanıyormuş gibiyim. Ruhum sıkıldığında kooperatife gidiyorum, kahvemi içiyorum, sohbetimi ediyorum; kendimi çok değerli hissediyorum onların arasında. Pazarda da bütün arkadaşlarımdan çok memnunum. Herkes emekçi herkes üretiyor. İnşallah herkesin de nasibi bol olsun. Kadınlar üretsinler, kazansınlar ve hiç boş durmasınlar, kendilerini kapatmasınlar. Benim sağlık sorunlarım vardı, ondan sonra başladım bu takı işine. Takıyı üret, yap yani her şeyi üretmenin sonu yok. Böyle bir organizasyon sayesinde ürettiklerini eritmek güzel oluyor. Hem aile bütçesine katkı oluyor hem insana kendini değerli hissettiriyor. Satın alınmasa da “Bu çok güzelmiş” demeleri bile insanın ruhuna çok iyi geliyor.
“Kadınlar birlikte güçlü”
Necla Zeren: Kooperatifimiz diğer kooperatiflerden farklı olarak üretim yapıp onun üzerine kurulan bir kooperatif değil. Biz asıl olarak kadınlar için bir araya geldik. Kadınları bilinçlendirelim, hep beraber olalım diyoruz. Sosyal bir kooperatif bizimki… Fakat daha sonradan pandeminin araya girmesiyle beraber kadınların evlerinde üretim yaptıklarını gördük. Onlara bir imkân olsun diye kadın emeği pazarı kuruldu ve burada birçok kadınla bir araya gelme fırsatımız oldu. Farklı ekonomik kesimlerden kadınlar buraya geliyorlar ve hepsinin ortak amacı bir şekilde ailelerine katkıda bulunmak. Bizim pazardaki ikinci senemiz, halen devam ettiğine göre diyorum ki demek ki bir başarı kaydettik. Kadınlar bir arada olmayı da seviyorlar, bir aradayken daha güçlü olduklarını fark ettiler burada. Farklı bir dünyanın mümkün olduğunu gördük. Üreterek, beraber olarak ve beraber kazanarak mümkün. Biz bunu burada başardık. Örneğin o gün hiç siftah yapmamış arkadaşımızdan gidip biz kendimiz bir şeyler satın alıyoruz. Sürekli birbirimize destek oluyoruz. Yer gösteriyoruz, müşteri yönlendiriyoruz, bende yok ama orada var diyoruz. Birçok insanın bunu yapmadığını ben dışarıda gördüm ama bizim pazarımız öyle değil. Biz aile gibiyiz burada.