Özelleştirmelere Karşı Zonguldak Ayakta
“Torba Yasa Tasarısı” ile Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) ile Türkiye Kömür İşletmeleri’nin parçalanarak özelleştirilmesine olanak tanınmasına Zonguldak’tan yığınsal tepki geldi.
2 Kasım 2017 tarihinde Madenci Anıtı’nda toplanan madenciler gerçekleştirilmek istenen yasa düzenlemesini protesto ettiler.
Binlerce madencinin ve Zonguldaklının katıldığı protesto gösterisinde bir konuşma yapan Genel Maden-İş Sendikası Başkanı Ahmet Demirci, maden sahalarının ihale yöntemiyle satılmasının yaratacağı ekonomik ve sosyal sonuçları yorumlayarak özelleştirme anlamına gelecek bu uygulamaya olanak tanınmaması gerektiğini söyledi.
Özelleştirme karşıtı sloganlar eşliğinde konuşan Ahmet Demirci özetle şunları söyledi:
“Maden işçileri olarak, emeğin başkentinde ve bölgede yaşayan insanlar olarak, her yanlış yaptıklarında ya da yapmak istediklerinde Hükümetleri ve siyasi iktidarları uyardık.
170 yıllık üretim kültüründen, vatan ve millet sevgisinden aldığımız tecrübeyle uyarılarımızda hep biz haklı çıktık.
Ve bugün herşeye rağmen üretmeye, ülkemize hizmet etmeye devam ediyoruz.
1990’da uyardık, 1994’te uyardık-2004’te uyardık.
2009 yılından bu yana da Türkiye Taşkömürü Kurumu’nda izlenen yanlış politikalara karşı mücadele veriyoruz.
TTK’da işçi sayımız sürekli azalıyor, üretim düşüyor.
Tarihimizin en az sayıda işçisiyle çalışıyoruz.
Yeni işçi alınmıyor ve TTK göz göre göre zarara sürükleniyor.
Buna rağmen, sanki zarar bizden kaynaklanıyormuş gibi zarar rakamlarını anlatarak TTK’yı satmaktan, kapatmaktan söz ediyorlar.
2010 yılından bu yana TTK Genel Müdürlüğü’nün işçi talebine cevap vermiyorlar.
En son 2014 yılında 4 bin 600 işçi talep edildi ama Bakanlık izin vermedi.
Hükümet bir Torba Yasa Tasarısıyla Maden Kanunu’nda değişiklik yapmak ve Türkiye Taşkömürü Kurumu’yla, Türkiye Kömür İşletmeleri’ni küçük parçalar halinde özelleştirmek istiyor.
Bakınız madde çok açık ve yoruma gerek yok.
58. Madde şöyle diyor; “Türkiye Taşkömürü Kurumu ile Türkiye Kömür İşletmeleri, uhdelerinde bulunan maden ruhsat sahalarını işletmeye, işlettirmeye, bunları bölerek yeni ruhsat talep etmeye ve bu ruhsatları ihale etmeye yetkilidir”.
Bakınız yetki TTK Genel Müdürlüğü’ne veriliyor.
Ruhsat küçük parçalara bölünüyor ve maden sahaları satılıyor.
Yasa metninde “ihale etmek” deniliyor.
Birincisi, kurum yönetimi ile işçiler ve sendika karşı karşıya getiriliyor. Bizim kavga etmemiz isteniyor.
İkincisi sahalar küçük parçalara bölünüyor. Yani daha küçük şirketlerin alıcı olması isteniyor. Çünkü bizim yıllardır söylediğimiz gibi bu sahaları müessese veya işletme bazında işletebilecek, yeraltı tecrübesi olan ve kurumsal yapısı güçlü maden şirketleri yok.
Şimdi, özelleştirme için sıradan şirketlerin önü açılıyor.
Üçüncüsü, ruhsatlar verildiği için sahalarda TTK’nın hiçbir sorumluluğu kalmıyor.
Yani TTK, sahaları ve şirketleri denetleyemeyecek.
Devletin başka birimleri, yani bu sahaları hiç tanımayan kurumlar bu şirketleri denetleyecek.
TTK ve TKİ gibi kurumlar, şirketleri ve sahaları denetlerken yaşadığımız faciaları düşünün.
Şimdi bundan daha kötüsünü yani bize doğrudan ölümü dayatıyorlar.
Buradan Hükümete, siyasi iktidara sesleniyoruz;
58’inci Maddeyi tasarıdan çıkartınız.
Buradan 550 milletvekiline sesleniyoruz.
Lütfen Meclis Genel Kurulu’nda 58’inci maddeyi kabul etmeyiniz.
Biz üretmek istiyoruz, insanca çalışıp insanca yaşamak istiyoruz.”